Organ nakilleri sayesinde ikinci hayatlarına "merhaba" diyen 44 çocuk, Organ Nakli Koordinatörleri Derneği'nin (ONKOD) Antalya'da düzenlediği kampta bir araya geldi. Bu yıl ikincisi düzenlenen kampa katılan Fransa, İngiltere, Norveç, Kırgızistan ve Macaristan'dan nakil operasyonu geçirmiş çocuklar, Türk arkadaşlarıyla kaynaştı. Henüz minicikken ikinci hayatına organ nakli ile başlayan çocuklar kampta şimdi özgürce koşup oynuyor. Kampın düzenlenmesinde ONKOD'a destek olan Medical Park Antalya Hastanesi, Roche ve TUI çalışanları da çocukları bu mutlu tatillerinde yalnız bırakmadı. Çocuklar kamp boyunca hep birlikte havuza girdi, boyama yaptı, dart, yumurta taşıma, pasta atma gibi oyunlar oynayıp, Olympos gezisine katıldı. Küçücük yaşta ikinci hayat merhaba diyen çocuklar duygularını SABAH'a anlattı.
6 AYLIKKEN NAKİL YAPILDI
Kampa Manisa'dan gelen 17 yaşındaki Aylin Erdal, 8 yaşından beri karaciğer yetmezliği çekiyordu. Acilen tedavisine başlanan Aylin, her ay hastaneye birlikte gittiği babasının kendilerini terk etmesi üzerine bir kez daha yıkıldı. Annesinin karaciğerinin sol tarafından alınan parça, Aylin'e nakledildi. 15 ay önce annesiyle karaciğer kardeşi olan Aylin duygularını söyle anlatıyor: "Tam iyileşmeye başlamışken babamın gidişiyle çok kötü oldum. Annem nakil listesinde acılar içinde beklememi istemedi ve hemen nakil oldum. Annem ve ablam benim herşeyim. Çok acılar çektim ama sağlığıma kavuştum. Herkes organ bağışı yapmalı. O organlar öldükten sonra onlara yaramayacak ama nice Aylin'leri kurtaracak." ONKOD kampına İngiltere'den katılan 8 yaşındaki Lennox Nicholson doğduktan hemen sonra karnı şişmeye, sararmaya, kızarmaya ve morarmaya başladı. 'Biliary atresia' hastalığı teşhisiyle yoğun bakıma alındı. Acil bekleme listesine alınan Lennox, 6 aylık bebekken 50 yaşında hayatını kaybeden bir kadının karaciğerinin yarısıyla ikinci hayatına merhaba dedi. Şimdi 8 yaşında olan Lennox ameliyat olduğunu bile hatırlamıyor.
ÜÇÜNCÜ HAYATA MERHABA
Adana'dan kampa gelen 18 yaşındaki Tuğçe Caner,hayata tam üçüncü kez "merhaba" dedi. Caner, 3 aylıkken geçirdiği havale sonucunda böbrekleriniş kaybetti. 13 yaşında babasından böbrek nakli oldu. Ancak ilaçlarını içmeyi unutunca babasından aldığı böbreğini kaybetti. Hayata küstü. 3 ay boyunca kimseyle konuşmadı. Aylarca psikiyatrik tedavi gördü. Ta ki teyzesinin böbreğini vereceğiniş duyduğu güne kadar yüzü bir kez olsun gülmedi. Babasından sonra 16 yaşında bu sefer teyzesinin böbreğiyle üçüncü kez hayata merhaba dedi. Nakil olduktan 10 gün sonra da kalbindeki ana damarı açılan Tuğçe, hastanede başka bir ameliyata hazırlanan doktorları tarafından ameliyata alındı. Doktorları, "Sen mucize kızımızsın. Eğer hastanede olmasaydın şuan seni kaybetmiştik" dediler.
'ORGANLAR EMANET'
Organ nakline verdiği destekleriyle tanınan söz ve beste yazarı Eflatun da çocukları bu anlamlı tatillerinde yalnız bırakmadı. Onlarla şarkılar söyledi, oyunlar oynadı. Eflatun "Sanatçılık sadece ışıklar altında şarkı söylemek değildir. Bu bir sosyal sorumluluk. Halktan aldığımız alkışları iade etmemiz gerekiyor. Ben şöyle düşünüyorum, bu sahip olduğumuz organlar aslında bize ait değiller, emanet olarak bize veriliyor ve bizden sonra birilerinin yaşamına destek sağlayacaksa kahramanlık budur" dedi.
