Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

'Gelişen ülke' hayalperestliği

CHP'nin, "ülkenin kaderini değiştirecek" diyerek duyanları meraklandırdığı proje, nihayet ortaya çıktı. "Merkez Türkiye" projesi 20 yıllık bir süreci kapsayacak, 200 milyar dolara mal olacakmış.
Projenin en dikkat çeken yanı, yeni bir kent kurulacak olması. Üç milyon kişinin yaşayacağı, iki milyon 200 bin kişiye istihdam sağlayacak bir yeni kent...
Bu kent ulaşım ağlarının ortasında yer alacakmış. Hem Karadeniz, hem de Akdeniz limanlarıyla bağlantılı olacakmış. Araştırma-geliştirme (Ar-Ge) ve teknopark kenti olacakmış aynı zamanda.
Proje sayesinde bugün takılıp kaldığımız orta gelir tuzağını aşacakmışız.

Kitlelerin afyonu
Gelişmekte olan ülke
vatandaşının en büyük düşü, sihirli bir mega projeyle büyük bir atılım yaparak, gelişmiş ülkeleri yakalamaktır. Bu yüzden mega proje söylemine bayılır.
50 yıl öncesine uzanan Keban Barajı ve Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) bunun güzel bir örneğidir.
GAP'ın suladığı tarlalardan bereket fışkıracak... Keban'ın elektriğiyle çalışan fabrikalar, bizi sanayi ülkesi haline getirecekti.
Yarım asır sonra mega projelerin sihirli değnek olmadığını apaçık görüyoruz. Niye? Çünkü nüfus artıyor. Teknoloji ilerliyor. İhtiyaçlar farklılaşıyor. Yarıştığın veya yakalamaya çalıştığın ülkeler de gelişiyor.
40 yıl evvel Türkiye, gelişmişlik açısından Güney Kore'den biraz daha iyiydi. Bugün ise...
Kişi başına gelirleri, bizim iki buçuk katımız. Amerikan, Alman, Japon şirketleriyle rekabet eden; Samsung'ları, Hyundai'leri var. Ve 10 global marka daha!
Bizim ise bir tanecik bile yok. (Ama "İnce belli çay bardağını dünya markası yapabilir miyiz" diye düşünenlerimiz bulunuyor.)

Astarı yüzünden pahalı

Bunları akılda tutarak gelelim CHP'nin mega projesine... Anlatıma bakılırsa sıfırdan bir kent kurulacakmış. Belli ki arkadaşlar, "Parayı bastık mıydı, üç milyonluk kenti beş-on yılda kurarız" diye düşünüyor.
Şaka gibi!
Parayla baraj, nükleer santral, demiryolu, köprü, liman, tünel gibi maddi projeleri kotarabilirsiniz. Ancak işin içine insan girdiğinde olayın rengi değişir.
Bina yapıp, makinelerle donatmakla bitmiyor iş... Ar-Ge yapacak, teknoparkta çalışacak kalifiye eleman (bilimciler, mühendisler) üç gün önce kurulmuş bir kente gelmez ki!
Çünkü... 1) Kendini besleyen entelektüel ortamdan kopacak. 2) Çocuğunun eğitimi aksayacak. 3) Sağlık, eğlence ve dinlence imkânlarını beğenmeyecek.Vs., vs.
Peki, hiç mi gelmez? Gelir elbette. Ama kaça? 100 liralık işe 250 lira öderseniz gelir. Biriktirmeyi hayal ettiği miktara ulaşır ulaşmaz da, ara ki bulasın.
Neticede ikinci sınıf adamlara kalırsınız. Onlar da bilgi üretemez, inovasyon-minovasyon yapamaz. Sonuç: Patinaja devam!
Mega projelere karşı değilim. Her ülkenin bunlara ihtiyacı var. Ancak neyi, ne zaman yapacağını inceden inceye hesaplamak gerekir. Harcayacağın paraya (maliyet), ürküteceğin kurbağalara (çevre) değecek mi, değmeyecek mi?
CHP'nin kalkınmayı kamçılayacak projeler tasarlamaya çalışması, siyasi rekabet açısından olumlu bir gelişme. Ancak kimse benden olmayacak duaya da amin dememi beklemesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA