Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Komşularda yaşananları sanki biz hiç mi yaşamadık?

Komşu halkların yaşadıkları krizleri ve hatta trajedileri, sanki bunların benzerlerini hiç yaşamamışız gibi nasıl uzaktan ve kayıtsızca izliyoruz...
Yunanistan'da birikimlerini bankalarda saklayanlar, bankaların kapalı kapıları önünde kuyruktalar... 2000'lerin başında bizde kaç bankanın kapandığını unuttunuz mu?
Birleşmiş Milletler'in raporlarına göre Suriye'de 10 milyon kişi evini terk etmiş... Bizde Güneydoğu'daki örtülü iç savaş yüzünden 1980'li ve 90'lı yıllarda kaç vatandaşın evini köyünü terk edip, başka yörelere göçtüğünü hatırlıyor musunuz? Faili meçhul cinayetleri falan unuttuk mu?

Unuttunuz mu?

Irak ve Suriye'nin topraklarında çeşitli isimleri taşıyan terör örgütlerinin egemenliğine giren kentler ve bölgeler var. Bu örgütler kendileri gibi olmayan sivilleri ya evlerinden kovuyor ya da öldürüyor... Bizim de bu tür "Kurtarılmış bölgeler"i kendi topraklarımızda gördüğümüzü, kentlerin semtlerinin terör örgütleri tarafından paylaşıldığını hatırlamıyor muyuz?
Dün "Galiba bazılarına rahat battı" diye yazmıştım.
Bunlar bitmez tükenmez ekonomik krizleri, bol sıfırlı TL'yi, her seferinde IMF'nin kapısına gidip yeni bir stand-by ile para dilenmeyi mi özlediler acaba?

Unutanlar var

Yunanistan'ı AB'nin kapısında titreten borç ödemesi, 1.6 milyar euroymuş... Bizim Irak ve Suriye'den sığınanlar için harcadığımız ve harcandığını hissetmediğimiz paranın 5 milyar doları geçtiğini bir hatırlasanıza...
Geçenlerde İstanbul'daki bir lokantada büyük bir masanın çevresinde kümelenmiş, çoğunluğu gençlerden oluşan bir topluluk, keyif içinde yiyorlar ve içiyorlardı. Ben bu lokantadan çıkarken bunların arasındaki bir genç kapıda yanıma geldi. Bu masadakiler büyük bir holdingin, uzmanlaşmış bir bölümünün beyaz yakalı çalışanlarıymış... Satışlarını bu yıl yüzde 30 artırdıkları için kutlama yemeği yiyorlarmış.

Sabrın sonu selamet mi?

Yanıma gelen genç sinir içindeydi...
- Mehmet Bey, bizim masadaki konuşmaları bir duysanız sizin de sinirleriniz gerilirdi... Hepsi nasıl HDP'ye oy verdiklerini anlatıp, övünüyorlar. Çalıştıkları ve geliştirdikleri şirketin siyasi istikrarsızlığa ne kadar direnebileceği umurlarında değil... Ben de bu çalışanlardan biriyim ve iş arkadaşlarımın bilinçsiz hırslarını seslendirmelerini dinlerken, kendimi çaresiz hissediyorum,
dedi bu genç.
Bu yakınan gence "Size sabır dilerim" demekten başka söyleyecek bir söz bulamadım. Bu dileğim aklı başında ve ülkesine karşı sorumluluk duyan herkes için geçerlidir. Güzelim ülkemin dirliğinin ve düzeninin kifayetsiz muhterislerin egolarına ve şiddeti siyasete yeğ tutan kötü niyetlilerin emellerine kurban edilmemesi, şu andaki en öncelikli beklentimiz değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA