Yunanistan'da halkın büyük umutlarla iktidara taşıdığı Aleksis Çipras hükümeti her geçen gün acı gerçeklerle yüzleşiyor. Avrupa'ya "borcumuzu silin" diye rest çekmesi beklenen Çipras hükümetinin takas gibi "yumuşak bir geçiş" önermesinin üstünden henüz birkaç gün geçmeden Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) Yunan tahvillerini teminat olarak kabul etmekten vazgeçmesi Komşu'da soğuk duş etkisi yarattı. Bu karar, Yunanistan Merkez Bankası'nın gelecek haftalarda bankalara on milyarlarca euro ek acil likidite sağlamak zorunda kalacağı anlamına geliyor. Böylece Almanya öncülüğünde uygulanmak istenen kemer sıkma politikaları için taviz vermesi için baskı da artırılmış oldu. Banka, karara gerekçe olarak, yardım programına ilişkin belirsizliği gösterdi. 11 Şubat'ta yürürlüğe girecek olan ve ülke bankalarını finanse etme yükünü Yunanistan Merkez Bankası'na yıkan bu kararla, yeni bir reform anlaşması yapana kadar Atina yalnız bırakılıyor. AMB'nin gözdağı kararı üzerine çiçeği burnunda Başbakan Çipras, "Kimse bize diz çöktüremez" açıklaması yaparken, ülkenin popüler Maliye Bakanı Yanis Varufakis ise "Biz şantaj yapmıyoruz, şantaj da istemiyoruz. ECB'nin bu kararı bizi etkilemiyor" dedi.
BAKANLAR DA ANLAŞAMADI
Varufakis'in, kurtarma planına muhalif olan Almanya ile yaptığı ilk resmi görüşmeden uzlaşma sinyali çıkmadı. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Berlin'deki görüşmenin ardından "uzlaşamadığımız konusunda anlaştık" derken, Varufakis ise "Onda bile anlamaşamadık" değerlendirmesini yaptı. Avrupa içindeki anlaşmalara saygı duyulması gerektiğini ifade eden Schaeuble, Varoufakis ile Yunanistan'ın borçlarının kısmen silinmesinin şu anda önem taşımadığı konusunda fikir birliğinde olduklarını söyledi. Varoufakis ise Schaeuble ile anlaşma sağlayamadıklarını ama görüşmenin de bunu amaçlamadığını ifade ederek, görüşmede borç geri ödeme takvimi veya borçların kısmen silinmesinin ele alınmadığını belirtti.
TÜRKİYE AZ BORÇLU ÜLKELER LİGİNDE
Türkiye, uluslararası finansal danışmanlık şirketi McKinsey'nin hazırladığı küresel borçluluk listesinde en az borcu olan 10 ülke arasında yer aldı. Ülkeleri borcun milli gelire oranına göre sıralayan McKinsey'nin 47 ülkelik listesinde Türkiye 38'inci sırada. 2014 itibarıyla Türkiye'nin borç/ milli gelir oranı yüzde 104 seviyesinde. 2007-2014 verilerini kapsayan rapora göre bu süreçte Türkiye'nin toplam borcu yüzde 28 arttı. Verilere göre, Türkiye'nin borç artışı diğer ülkelerden ayrışarak kamu borcu odaklı değil, özel sektör ve hanehalkı borcundaki artışla büyüyor.
