Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

"Memleket isterim"

Kelime yazılmak istemiyor. Günlerimiz tuhaflaştı. İnsan olabilmenin aynasında, öfkenin sığ sularında yüzüyoruz sanki. Akıl tutulmasına uğramış gibiyiz. Aklımız durgunlaştı. Can sıkıntısı ile ruh sarsıntısı arasında kaldık gibi. Ruhumuz sancıyor bir yanıyla. Ruhumuz daraldı.
Kalabalıklar arasında sessizleştik, yalnızlaştık. Bir şafaktan bir şafağa koşarken, artık fani olduğumuzu, bu yeryüzünde hepimizin misafir olduğunu unuttuk sanki. Tıkandık.
"Her gün küçük bir yaşamdır, her uyanış ve yataktan kalkış, küçük bir doğumdur, her taze sabah küçük bir gençlik ve her yatağa gidiş ve uyuyuş küçük bir ölümdür"demişti, Schopenhauer, Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar'ında... Doğrusu, soluk alma farkındalığımızın çok uzağına mı düştük.
Bunca kavga arasında, kendi hayatlarımızın ve hayatın anlamını inşa etme serüvenini erteliyor muyuz, uzak limanlarda.

***
Zamanımızın şiiri kaçtı.
Zaman mı şiirden, şiir mi zamandan kaçtı. Bilinmez. Büyük konuşmanın, küçük olmakla sınandığı; adaletin adaletsizlikle kırbaçlandığı; kimlik yaratmanın kimliksizlikle taçlandırıldığı; seçilmişlerin, seçilmemişlerce haksızlığa uğratıldığı; şeffaf ve üstü örtülü olmayanın yalnız bırakıldığı; karanlıkta olanların, aydınlığa pusu kurduğu; boynu bükük bir çağda yaşıyoruz. İyi insanın kimsesizleştiği, ıssızlaştığı bir çağda.
Oysa, dışarıda hava ne güzel.
Kıymetini bilemediğimiz, cennet gibi bir ülkedeyiz. Ahmet Arif'in, hapiste yazdığı; şimdilerde uykudaki o güzel şiirinde dediği gibi; "Dağlarına bahar gelmiş memleketimin."
Evet, dağlarına bahar geldi memleketin ve bunu bile hissetmiyoruz.
Baharın şarkısını, ılıklığını... En güzeli; yurdumuza, iyilik, sevgi, barış, kardeşlik dileyerek; Ahmet Arif'in şiirini anımsayalım. Mırıldanalım birlikte:
***
"haberin var mı taş duvar? demir kapı, kör pencere, yastığım, ranzam, zincirim, uğruna ölümlere gidip geldiğim, zulamdaki mahzun resim, haberin var mı? görüşmecim, yeşil soğan göndermiş, karanfil kokuyor cigaram dağlarına bahar gelmiş memleketimin..."
***
Bir de şiirimizin güzel sesi Cahit Sıtkı Tarancı'nın, "Memleket İsterim" adlı şiirini mırıldanalım bugün: "Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikâyet ölümden olsun."
***
Zaten hepimiz aslında böyle bir memleket istemiyor muyuz!
Dağlarına bahar gelen, kendisi bahar olan bir memleket.
Sahici yaşayıp, gönülden sevdiğimiz bir memleket.
Kardeş kavgasının sonlandığı bir memleket.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA