Son siyasi tablo, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin başladığının göstergesi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin gündemimize girmesiyle, siyaset yeniden şekillenerek yenileniyor. Bu dönemin şifrelerini, yerelden ulusala açılan pencerede görebilirsiniz. Başbakan Erdoğan'ın AK Parti'nin seçim zaferi sonrasında yaptığı açıklamalar, bu yeni dönemin ilk işaretlerini oluşturdu. Siyasi arenada, belki de ihtiyacımız olan temel kavram; artık 'siyasetin dilinin' değişime uğraması. İkinci ihtiyacımız 'demokratik siyaset' tarzının, tüm kesimler lehine gelişerek, yerelden ulusala demokratik ortamda, daha etkin bir konuma geçmesi.
Demokrasinin faziletleri vurgulanırken, bu yönetim biçiminin doğurduğu sonuçları iyi değerlendirerek, sindirebilmek, kabullenmek; buna uygun davranış biçimleri geliştirmek, sağduyu ile öne çıkmalı.
Değişen dünyada, artık bazı kavramların da değişime uğradığını anlamalıyız. Siyasetçiler, söylemlerini 'sertlik' odaklı noktadan; anlaşılır, daha yalın, daha akla dayalı, eleştiri-özeleştiri mekanizmasının işletildiği noktaya taşımalılar.
Siyaset, netlik kazanabilmeli. Klasik deyimle, siyaset arenası, artık 'sağ gösterip' sol vurmaktan, 'sol gösterip' sağ vurmaktan vazgeçebilmeli. Net olmalı. Türkiye'nin hem yerelde, hem ulusal düzeyde, ılımlı iklime ihtiyacı var.
SOL GİBİ GÖRÜNMEK
Siyasette 'marjinal olanın' törpülendiği, 'merkez' siyasetin kitlesel önem kazandığı dönemdeyiz. Geniş kitlelerin, sandıkta 'çözüm yolunu, uzun yıllardır aynı partide bulması' somut gerçeği karşısında; özellikle sosyal demokrasinin, sadece 'sol gibi görünüyor' olmaktan vazgeçerek; kendisini 'evrensel sol'a doğru, sahicilikle sorgulaması, Türk siyasetinin temel ihtiyaçları arasında durmaya devam ediyor.
Çünkü bu, bir zorunluluk.
SİYASİ EGOLARIN TERKİ
Sosyal demokrasinin kendisini yeniden tanımlamaya ihtiyacı var. Bu tanımlama, herkesi, tüm siyasi kurumları, gerçekten geliştirebilecek bir tutum. Sosyal demokrasinin, evrensel yaklaşımla yeniden tanımlanması, devletçi gömleğinden sıyrılması, kendisini yeniden nasıl üretebileceğine ilişkin, itiraz kültürüne dayanan, özeleştirel yaklaşım içinde olması, galiba temel ihtiyaç. Bunun için, siyasi egoları bir yana bırakmak gerekli. Her türlü olumsuzluk karşısında, yine de önümüzdeki dönem; hem yerelde, hem ulusal düzeyde, yenilikler işareti veren bir dönem. Demokrasinin şekillendiği zemin olarak siyaset, eminiz bu dönemi sağlıklı adımlarla aşacak.
