Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DENİZ AHMET KÖSE

Yılbaşının aşkla yapılan ekmeği Panettone

Büyük coşku ve yepyeni umutlarla karşılanan yeni yıl sofralarının vazgeçilmez ekmeği Panettone'nin, aşkını kanıtlamak için dişini tırnağına takan, yetenekli, yakışıklı ve soylu İtalyan bir gencin hayatımıza kazandırdığı bir lezzet olduğunu biliyor muydunuz?

Hafif rüzgarlı bir günde, Doumo Katedrali'nin önünden geçip şehrin kalabalık ve gürültülü sokaklarından sıyrılıp, büyük bir ailenin yılbaşı sofrasına oturmaya ne dersiniz? Eve mutluluk ve aşk getireceğine inanılan bu zengin ekmeğin hikayesi için hazırsanız başlayalım. Perde açılsın, şov başlasın... İşte karşınızda Panettone! Aşk... Kimi zaman rengi kırmızıdır aşkın kimi zamansa koyu gri. Bazen bir Woody Allen filmi gibidir aslında... Bol bol gülersin, oynarsın âşıkken... Bazen de tam tersi üzülür, kırılırsın. Ama günün sonunda ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın mutlusundur gizliden. Çünkü âşıksındır... Ve aşk uğruna yapılamayacak şey neredeyse yok denecek kadar azdır. Kanıtı çok! Mesela sesi güzel olanlar için balkon altı serenatlar biçilmiş kaftan olmuştur eski zamanlarda ya da güç ve cesaretine güvenenler için düellolar. Kısacası sevdiğini etkilemek için en ideal yolu arayıp durmuştur insanlık. Hatta öyle ki tarih boyu dağları delip, çöllere düşenler olduğu söylenir... Bugün anlatacağım hikayelerin kahramanları ise bambaşka bir yol izliyorlar. Kalbe giden yolun mideden geçtiğine oldukça inanmış olmalılar ki; sıvıyor kolları ve giriyorlar mutfağa. Ancak bu sefer durum biraz karışık! Zira bu zengin ekmeğin hikayesi de en az içindeki malzemeler kadar zengin! Birden çok kahramanı, birden çok hikayesi var. Lakin korkmayın! Durumu sizin için kolaylaştırıp sadece beni doğruluğuna en çok ikna etmiş ve aşktan ilhamını almış üç farklı hikayeyi paylaşacağım sizinle.

DAMAT EKMEĞİ
Şimdi sizi her biri ayrı hikayelerin kahramanı olan üç Tonio ile tanıştırıcağım. Önce en yaygın bilinen ve biraz önce benim de aşktan ilham aldığını söylediğim hikaye ile başlamak istiyorum. Milanolu genç bir soylu Ughetto Atellani, fakir bir fırıncı olan Tonio'nun güzel kızı Adalgisa'ya âşık olur. Ancak o dönemde aşk sınıf atlayamamaktadır henüz ve kızı alabilmek için asilzade olması yetmemektedir. Fırın sahibi ve ekmek ustası Tonio kızıyla bu soylu gencin evliliğine onay vermek için, damat adayının zorlu bir sınavdan geçmesini istemektedir. Böylece hayatı daha iyi öğrenip kızına daha fazla değer vereceğini düşünür. Soylu genç Ughetto kolları sıvayıp işe koyulur, eli yüzü un içinde hummalı bir çalışmaya baş koymuştur. Fırında geçen süredeki tek amacı ise en güzel ekmeği elde etmek ve babayı etkileyip güzel kızla evlenmektir. Eee, amaca giden yolda her şey mubahtır diye düşünüp, zenginliğinin ona sağladığı alternatif malzemelerden de yararlanarak bir gün leziz bir ekmekle çıkar fırıncı Tonio'nun karşısına. Ekmeği çok beğenen Tonio, soylu gencin kızıyla evlenmelerine müsaade etmiştir ve tarifi de biraz daha geliştirerek fırınında satmaya başlamıştır. Görünen o ki, sadece Tonio değil tüm Milano şehri sakinleri bu ekmeği çok beğenmiştir. Ancak aşktan ilham alan bu tarif, yaratıcısı olan soylu gencin adıyla değil, meşhur ettiği fırının sahibinin adı ile anılır. Olsun! Kazanan yine aşk olmuş! Sıra da diğer baba Tonio var. Ancak bu hikaye çok da sempatik değil. Çünkü planladığı ve yapmak istediği en güzel ekmek için lüks malzemelere ihtiyaç duyan fakir bir ekmek ustası olan Tonio'nun, kızını zorla istemediği zengin bir adamla evlendirmesini anlatıyor hikaye. Son olarak Milanolu bir aristokratın kızına âşık olan kendi halinde bir ekmek ustası Tonio'dan bahsedeceğim size. Aşkını motivasyon olarak görerek, soylu babayı da etkileyebilmek adına inanılmaz bir ekmek yapar Tonio. İçinde parayı simgeleyen kuru üzümler, sağlık ve sonsuzluğu simgeleyen limon şekerlemeleri ve aşkın simgesi portakal parçaları... Bir de tadına tat katmak için az miktar da tatlı Marsala şarabı... Hal böyleyken, sizce geçen süre zarfında bu ekmek sadece âşıkların bir araya gelmesini sağlamakla kalmış mıdır? Tabii ki kalmamış! Bugün dahi popülaritesini yitirmemiş ve dünyanın hemen her yerinde bir yılbaşı klasiği halini almıştır.

2015'i lezziz bir pudingle karşılayın


Eminim bugüne kadar birçok farklı yerde yılbaşı için hindi pişirmenin inceliklerini ya da ana yemekten tatlıya kadar kestanenin yılbaşı yemeklerinde nasıl başrolü kaptığını yeterince görmüşsünüzdür. Ben bugün biraz Milano'nun sembolü haline gelmiş ve neredeyse tüm Avrupa'nın yılbaşı masalarını süsleyen ve sadece yeni yıl döneminde üretilen panettone'den yapacağımız pudingden bahsetmek istiyorum.

Panettone Puding
50 gr tereyağı, oda sıcaklığında n
250 gr panettone
2 yumurta
150 ml krema
225 ml süt
1 çay kaşığı vanilya esansı
2 yemek kaşığı toz şeker Üzeri için:
Pudra şekeri
Frenk Üzümü

Yapılışı:
Panettone'yi dış kabuğu üzerinde kalacak şekilde küp küp doğrayın. Yağlanmış orta boy bir borcam veya fırına girmeye uygun büyük bir kaseyi hafifçe tereyağı kullanarak yağlayın. Kalan tereyağı da panettone'leri yağlamak için kullanın. Daha sonra küp küp doğranmış panettone'leri kaba gelişi güzel yerleştirin. Dilerseniz sizler de benim yaptığım gibi küçük fırın kaplarında minik porsiyonlar halinde de hazırlayabilirsiniz. Başka bir kapta, yumurta, süt, krema, şeker ve vanilyayı karıştırın. Panettone'leri kaplayacak şekilde üzerine dökün. Borcamı veya minik kaplarınızı derin bir fırın tepsisine dizin ve etrafını kaplayacak kadar sıcak su ile doldurun. Önceden ısıtılmış 160 derece fırında ortalama yarım saat pişirin. Piştiğinden emin olmak için klasik kürdan metoduyla kontrol edebilirsiniz. İçinin sarı üzerinin mükemmel bir kahverengi renk alması gerekiyor. Not: Oldukça lezzetli olan bu tatlıyı damak tadınıza göre, dilerseniz ılık veya soğuk tüketebilirsiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA