Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Özal’ın memleketinden

MALATYA

Ölümünün 31'inci yıldönümünde, Türkiye'yi dünyaya açan Turgut Özal'ın memleketindeyiz... İki cumhurbaşkanı çıkaran şehirde.
Adını taşıyan yükseköğretim kurumunda... Turgut Özal Üniversitesi'nde yapılacak anma törenine katılacağız.
Anavatan Partisi'nin 37 kurucusundan biri... ANAP döneminde Yozgat Belediye Başkanlığı ve Devlet Bakanlığı yapan... Özal'ın yakın çevresinden Cemil Çiçek konuşacak... Dinleyeceğiz.
Üniversiteden, Cemil Çiçek'in konuşmasından ve Turgut Özal'lı anılarından... Malatya'dan notlar... Yarın.

***


Hoş bir sadâ

Hoşgörülüydü... Espri yapmayı severdi.
Başbakan iken... Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Prof. Erdal İnönü'ye takılmıştı:



- Sayın İnönü... Sizi gören de Türkiye'de kıtlık var sanır... Biraz yemek yeseniz, kilo alsanız.
- Sayın Özal... Sizi gören de kıtlığını sebebini hemen anlar.
İnönü zayıftı... Özal ise şişman... İkisi de... Bâki kalan bu kubbede hoş bir sadâ bıraktılar.

***


Şampiyon

Kapalı gişe oynayan yabancı filmdi... Yönetmen Franco Zeffirelli.
Oyuncular... Jön Voight... Faye Dunaway... Jack Warren.
Boks maçı... Aşk... Gözyaşları... Sinemalar haftalarca dolup taştı.



Dönem... Özal'ın Başbakan, milletin zamlardan yakındığı dönem.
Ve... Mizah dergisi... FIRT... Kapak karikatürü... Turgut Özal "Zampiyon."
Başbakan kızmadı... Karikatürün orijinalini istedi.
Çerçeveletti... Başbakanlık Konutu'nun duvarına astı.
Duvar... Sergi gibiydi... Özal'lı karikatürler... Çoğu eleştirel.

***


Hatasız kul olmaz

Büyük dağların büyük uçurumları olur... Özal'ın hataları da vardı... Hatalarını söylemekten çekinmedi.
Semra Özal'ın siyasete girmesine, ANAP İstanbul İl Başkanı olmasına yeşil ışık yaktı... Hataydı.
Siyasi yasakların kaldırılmasını referanduma götürdü... Hataydı.

***


Kilo

İkisi de kiloluydu... Turgut Özal da, Süleyman Demirel de.
Demirel... Cumhurbaşkanı Özal'a, "Kilo ver" demişti.



Özal'ın yanıtı:
- Kolaysa sen ver.
İkisi de kilo vermeyi çok istedi... Ama... Kolay değil ki.

***


Demirel'den Özal'a... Gizli not

Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş... Siyasi yasaklı idiler.
Yani... 12 Eylül darbesinden önceki siyasi kadrolar.
Yasaklar... Ya Meclis'te kaldırılacaktı...
Ki... Özal'ın bunu yapacak aritmetik gücü vardı.
Ya da... Referanduma gidilecekti.
İşte o dönemde... Bir gün... Süleyman Demirel, Turgut Özal'a bir not gönderdi.
Süleyman Demirel başlıklı bloknot... Demirel söyledi, ben de yazdım.
Demirel'in söyledikleri şunlardı:
Turgut, siyasi yasakları referanduma götürmesin.
Beni, milletimin karşısına çıkıp, 'Kendim için bir şey istiyorum' durumuna düşürmesin.
Yasakları Meclis'te kaldırsın... Ben de Turgut'a medyunu şükran olayım... Türkçe karşılığı... Minnettar.

***


Hasan Celal Güzel 'devrede'

Bloknotu cebime koyarken... Demirel'e sordum:
- Ben neciyim? İkiniz arasında elçi mi?
- Hayır... İkimizin de sevip saydığı, güvendiği bir dostsun... Bu notu Turgut Bey'e bizzat götürür ve cevabını bana getirirsen memnun olurum.
Çay... Sohbet... Veda... Ve bu sırada Demirel dedi ki:
- Dur bir dakika... Hasan (Celal Güzel) bizden yana tavır sergileyen bir isim... Eski arkadaşımız... Mesajı o götürsün.

***


Yarım kalan toplantı

Gazeteye döndüm... Hasan Celal Güzel'i aradım... Bakandı... Toplantıdaydı... Yine de telefon bağlandı:
- Bir ortak dostumuzun diğer bir ortak dostumuza mesajı var... Sizin iletmenizi istedi... Toplantınız bitince yüz yüze konuşalım.
- Toplantıdan çıkıyorum... Hemen sana geliyorum.
Birkaç dakika içinde geldi... Mesajı okudu... Not defterini almak istedi, vermedim... Bunun üzerine kendi defterine not aldı.
Ve... Benim yanımdan Başbakan Özal'ı aradı:
- Efendim... Acil... Gelmek istiyorum.
- Hemen gel.
Güzel... Çayını yarıda bıraktı... Ve koşarcasına odamdan çıktı.

***


Güzel aradan çekildi

Aradan 45 dakika geçti, geçmedi... Hasan Celal Güzel geldi:
- Mesajı Turgut Bey'e okudum... Kâğıdı aldı, cebine koydu... Ve dedi ki... "Hasan, vazifeni yaptın... Sen aradan çekil... Ben Yavuz'u arar, konuşurum."
Bu süreçte... Demirel merak ediyordu... Sonucu.



Güniz Sokak-31... Demirel'in evi... Alt kat.
Her şeyi anlattım... Demirel, "Hasan'a gözlerinden öptüğümü söyle" dedi.
Ve... Bekleme süreci başladı.
Özal, beni arayacaktı... Ben de mesajın karşılığını Demirel'e aktaracaktım.

***


Husumet ilanı

Mesajın üzerinden bir gün geçti... Demirel, bana telefon etti... "Sayın Başbakan henüz aramadı" dedim.
2'nci gün... Başbakan'dan ses soluk... Mesaja karşılık... Yok.
72 saat geçti... 3'üncü gün... Demirel aradı... Dedim ki:
- Sayın Başbakan'dan hâlâ bir yanıt yok.
- Öyleyse... Müsaitsen... Bana gelir misin?



Gittim.
Demirel... Adının yazılı olduğu bir bloknot ile kendi kalemini uzattı... Not aldım:
3 gün içinde seni aramadığına göre... Bu bir mesajdır... Turgut'un, yasakların kaldırılmasını halka götüreceğinin mesajı.
Yani... Turgut, bana husumetini ilan etmektedir.
Öyleyse... Şu dakikadan itibaren... Turgut benim hasmımdır... Siyasi hasım... Kabul... Meydanlarda hesaplaşırız.

***


Günü gelince...

Süleyman Demirel başlıklı bloknot... Demirel'in "husumet ilanı" sözlerinden sonraki ricası:
- Bu söylediklerimi şimdi yazma... Derununda (içinde... Kafanda... Not defterinde) bulunsun... İleride, günü gelince yazarsın.

***


Siyasi tarih notları

Darbe olunca... 12 Eylül... Başbakan Demirel, Hamzakoy'a gönderilmişti... Nazmiye Demirel ile birlikte.
Ve... Demirel'in Müsteşarı (Başbakanlık ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı) Turgut Özal... Sürgündeki Demirel'i aramıştı:
- Abi... Askerler Başbakan Yardımcısı olmamı istiyorlar... Ne diyorsunuz?
- Turgut... Ne görev verirlerse kabul et... Onlar seni kolundan tutup atıncaya kadar ülkeye hizmet et... Önce Türkiye.
Demirel, Hamzakoy'dan dönünce... Evine gelen ilk ziyaretçilerden biri Semra Özal'dı... "Geçmiş olsun" dedi... Özal'ın selamlarını getirdi.
Özal... Amerika'ya gitti... Ameliyat... Dönüşünde Demirel, eşi ile birlikte... Başbakanlık Konutu'nda... "Geçmiş olsun" ziyareti.
Özal'ın 2'nci ameliyatı... Demirel bu defa "Geçmiş olsun" mektubu yolladı.
Darbeden sonra Demirel'de şeker hastalığının başladığını bana Başbakan Özal söylemişti... Ne zaman görüşsek, Özal sorardı, "Demirel nasıl?"

***


Kırılma noktası

Uzun sözün kısası... Özetleyecek olursak:
1. Darbeden sonra Turgut Özal- Süleyman Demirel arasında kırgınlık yoktu... Medeni ilişkiler devam ediyordu... Geçmiş olsun... İyi bayramlar.
2. Kıyasıya... Kıran kırana... Sert mi sert rekabet, yasaklarla ilgili referandumdan... Özal'ın yasaklar konusunu millete götürmesinden sonra başladı.
3. İşte... Yakın siyasi tarihin kırılma noktası.
4. Eğer... Özal, yasakları Meclis'te kaldırsaydı... Demirel, Özal'a medyunu şükran... Minnettar olsaydı... Acaba siyasi tarih nasıl yazılırdı? 2 eski dost... Biri Cumhurbaşkan,ı diğeri Başbakan olarak... Birlikte çalışırlar mıydı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA