Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Hep mucize beklemeyin

O gün, Küçükkuyu'da 10 aylık Melda bebeğin şişme koltukla 1 kilometre açığa sürüklendiği plajdan sadece 100 metre ötedeydim. Bulunduğum limandan sahil güvenlik botunun acı acı siren çalarak tam yol denize açılışını görünce, 'Herhalde yine mülteci teknesi ihbarı aldılar' diye düşünmüştüm.
Meğer Melda bebeği kurtarmaya gidiyorlarmış.
Olay, son derece vahimdi.
Melda bebeğin hayatta kalması; önce Allah'ın takdiri ve sonra da Küçükkuyu'da konuşlu Sahil Güvenlik ekibinin müthiş özen, dikkat ve çabuklukla gerçekleştirdiği kurtarma operasyonu sayesindeydi.
En büyük şans da, halk plajının, Sahil Güvenlik iskelesine sadece 50 metre uzaklıkta olmasıydı.
Herkes haklı olarak anneye yüklendi. O da kendine göre açıklamalar yapıp bebeğini kurtarmak isterken kendini kaybettiğini, aciz kaldığını filan söyledi. Amacım kesinlikle o aileyi sorumsuzlukla suçlayıp üzmek değil elbet. Ama eğer bu olay herhangi bir Avrupa ülkesinde yaşansaydı; devlet o çocuğu ailesinden alıp kendi güvencesiyle hayata devam etmesine karar verirdi.
Bu, sonu mutlu biten olayı vesile ederek, sahil kenarındaki anne-babaları uyarmak istiyorum. Çünkü bulunduğum yerlerde küçücük çocuklarını suya salıp sırtlarını denize dönerek sohbete dalan öyle çok ebeveyne rastlıyorum ki...
Öncelikle Kuzey Ege'nin denizine, rüzgarına asla güven olmayacağını söyleyeyim. Eğer sert bir poyraz ya da karayel varsa; simitle, şişme koltukla, deniz yatağıyla, küçük botla suda olanların işi Allah'a kalmış demektir.
Rüzgar, açığa doğru öyle bir hızla savurur ki, güçlü tekneler dışında kimse onlara yetişemez.
Bir de suyun derinliğinin az olması, bir küçük çocuğun boğulmasını engellemez. Yıllar önce bir yakınımızın minicik evladı, bir süs havuzunda kapaklanmış, sırtı bile ıslanmadan oracıkta boğulup hayatını kaybetmişti. 'Nasıl olsa sığ suda oynuyor' düşüncesi, minik bir çocuğun hayatını riske etmeye yeter.
Bu arada denizde, havuzda çocukların kullanması için satılan şişme ekipmanın piyasaya çıkma sürecinde ciddi bir denetim yapılmadığını düşünüyorum.
Örneğin, altında bacak tutacağı bulunmayan simitler büyük tehlike. Denizin şakası yok...
Hele Kuzey Ege'de hiç yok... Hayat kurtaracak mucizeler ise arada sırada olur. Aman dikkat...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA