Ona 'Yerli Leonardo Di Caprio' diyorduk.
En az onun kadar yakışıklı ve yetenekliydi.
Sonra ne olduysa psikolojik dengesi bozuldu.
Zamanında ve yeterince psikolojik yardım alamadığından olsa gerek, gün geçtikçe kötüledi.
İşte o günden sonra 'magazinin vazgeçilmez malzemesi' haline geldi.
Evet, ben de biliyorum ünlü bir oyuncunun sokağa düşmesinin dünyanın her yerinde haber değeri taşıdığını...
Ama son bir hafta içinde hemen her kanal, her haber bülteni, her magazin muhabiri gidip gidip Büyükçekmece sahilinde 'kıstırdığı' Arda'nın burnuna mikrofonla kamerayı dayamakla yetindi. İş, haber yapmanın ötesine geçip, 'haberin keyfini çıkarmaya, bir dramın üzerinde tepinmeye' dönüştü.
İçlerinden bir tek tv8'de Salih Keçeci harekete geçti. Yaptığı yardım çağrısına Büyükçekmece Belediye Başkanlığı'ndan canlı yayında yanıt geldi.
Belediye'nin Arda için her şeyi yapacağını söylediler.
Sonucu henüz bilmiyorum ama en azından bir gazetecinin sadece haber ve yorum yapmakla yetinmeyip 'yardım refleksi' göstermesi takdir edilecek bir davranıştı.
Arda bugüne kadar sinema ve televizyon sektöründen ekmek yedi. Ama unutulmamalı ki; yapımcılar, televizyon kanalları da Arda'nın sırtından para kazandılar.
Özellikle de magazin medyası, Arda'dan sağdığı haberlere can simidi gibi sarılıp prim yaptı. Öyleyse şimdi 'borç ödeme' zamanıdır.
Arda'nın içinde bulunduğu psikolojik hassasiyet, öyle cafcaflı yardım konserlerine, insanların gözüne gözüne sokulan yardım kampanyalarına izin vermez, hatta onu daha geriye götürür.
Hep beraber ama usul usul yardımcı olmalıyız ona...
Arda'ya sadece 'haber objesi' olarak bakmakla yeterince zaman kaybettik zaten.
Şimdi eller, taşın altına...
Hatırlayın; Arda Kural bir dönem 'Mustafa Kemal Atatürk' rolünü de oynamıştı. Şimdi Arda'nın Kurtuluş Savaşı'na ortak olma vaktidir...