Eminim ki belgesel meraklıları ve özellikle de astronomiye ilgi duyanlar National Geographic'in en sükseli programı 'Yıldızlarla Buluşma'dan haberdardır.
Emmy ödüllü belgesel serisi 'Cosmos'un sunucusu olarak tanıyıp sevdiğimiz, 'ailemizin astrofizikçisi' Neil DeGrasse Tyson'ın muhteşem performansıyla, bir bilim programı olmanın ötesine geçip son derece eğlenceli ve öğretici bir 'ilim irfan talk show'una' dönüşen yapımı her hafta cumartesi akşamları saat 22.00 sularında burnumu adeta ekrana yaslayarak izliyorum. Program; kuantumu, büyük patlamayı, kara delikleri öyle kuru kuru anlatmıyor.
Bilim kurgu filmlerinin oyuncularını, yönetmenlerini, yapımcılarını masa etrafında toplayıp sohbete bol miktarda mizah da katarak ekran başındakilere adeta köfte içinde hap yutturuyor.
Bu hafta konu, zamanda yolculuğun mümkün olup olmadığıydı.
"Mümkün mü?" diye sorulunca, konuklardan biri "Bence zaman yolculuğu yapmanın en basit yöntemi yaşamaktır.
Şu anda yaşayarak bir zaman yolculuğu yapmıyor muyuz zaten?" dedi. Sunucu Tyson da o her zamanki bilgeliğiyle gol vuruşunu yaptı: "Evet tabii, saniyede bir saniye hızla zamanda yol alıyoruz..."
Koca koca kitapları yalayıp yutturmak yerine, her şeyi bir cümle ile özetlemek... Bence gerçek 'bilim elçiliği' budur!