Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Kafelere bir de buradan bakın

Nişantaşı'ndaki bazı kafeteryalarda uygulanan 'masada oturma süresinin 30 dakika ile sınırlandırılması' uygulaması, büyük tepki çekti. Özellikle sosyal medyada seslendirilen eleştiriler yüzünden işletmeciler geri adım atarak, uygulamadan vazgeçtiler.
Tabii ki misafire "Gelme" de denilmez, "Git" de... Gelin görün ki, misafirliğin de bir süresi vardır. Evinize birkaç günlüğüne misafirliğe gelen kişi, orayı evi belleyip, üç ay boyunca gitmezse bunun adı misafirlik olmaktan çıkıp, suiistimal olur.
Ağabeylerim uzun süre turizm işletmeciliği yaptılar. Onun için bu mesleğin inceliklerini iyi bilirim. Kafeterya ve restoranlarda her masanın bir 'maliyeti' vardır. Tüm hesap, o masanın ortalama maliyetini çıkarmasına ve getireceği kâra göre yapılır. Bu nedenle o masanın makul bir sirkülasyon yaşaması gerekir. Aksi halde işletme zarara girer. Sizin saatte 100 lira getirmesini beklediğiniz 4 kişilik bir masaya bir adam gelip, bir çay söyleyip, aynı zamanda ücretsiz WiFi servisini 3 saat meşgul ederse, o işletme, kısa sürede kapısına kilit asmak zorunda kalır. Aynı adam internet servisi almak için bir internet kafeye girse 3 saat için en az 25-30 lira ödemesi gerekecekti.
Pazar günü isim yapmış bir pastanede bir Türk kahvesine 25 lira ödedim. Fahiş fiyatın sebebi, yan masalarda bir kahveye sabahtan akşama internet kullananlardı...
Bir de sabahçı kahveleri vardır. Bilmem bilir misiniz? Otele verecek parası olmayanlar akşam oraya gidip, masalarda sabaha kadar uy uklar. Kahveci de ister içsinler, ister içmesinler masalarına her saat başı bir çay bırakır. Buna da sandalye kirası derler.
Diyeceğim o ki; olayları değerlendirirken arada bir prizmanın yönünü değiştirmekte fayda var.

Allah'ın evi böyle olur
atv'nin Hafta Sonu Kahvaltı Haberleri'ni sunan değerli dostum İbrahim Sadri fotoğrafa bir arkadaşının sosyal medya hesabında rastlamış. Bir caminin kapısında yer alan tabelada aynen şöyle yazıyordu:
"Cemaatin dikkatine: Bu camide çocukların dokunulmazlığı vardır. Çocukların hafızasına kötü iz bırakacak şekilde müdahale edecekseniz, lütfen namazlarınızı evinizde kılınız. Camide namaz kılarken gülüşen, koşturan çocuk sesleri yoksa gelecek nesiller adına korkun."
Herkes gibi İbrahim Sadri de bu ifadeden çok etkilenmişti. Dedi ki, "Caminin nerede olduğunu bilmiyorum. Ama öğrenirsem orada bir namaz kılmayı çok isterim."




Konuyu Profesör Nihat Hatipoğlu da atv'deki programlarında sıkça işler. "Camiler, çocuklara dini sevdirmek, onların kendilerini Allah'a daha yakın hissetmelerini sağlamak için zaman zaman oyun bahçesi gibi de kullanılabilir" der.
Bence her ikisi de çok haklı. Camiler, her şartta insanların kendilerini en mutlu, en huzurlu hissettikleri zaman Allah'ın evi olurlar.

Yalnız Kurt'a hazır şarkı
atv'nin yeni fenomeni Yalnız Kurt, konusu ve oyunculuklarıyla olduğu kadar müzikleriyle de büyük ilgi görüyor. Özellikle Aytuğ Yargıç imzalı jenerik müziği çok konuşuluyor.
Yalnız Kurt'un müziklerini araştırırken karşıma Ahmet Şafak adlı bir müzisyen çıktı. Yalnız Kurt adını verdiği bir albümü var. Çalışmaya ismini veren Yalnız Kurt adlı şarkı bir yıl önce piyasaya çıkmasına rağmen müziği ve tınılarıyla sanki dizinin kendisini anlatıyor.
Osman Sınav ve ekibinin bir göz atmasında fayda var.

Şeref kürsüsü
Diyarbakırsporlu futbolcular, otele verecek paraları olmadığı için maç saatini otobüste bekleyen rakipleri Erciyessporlu futbolcuları kahvaltıya götürdü. Diyarbakır seyircisi maç boyunca "Paranız yoksa şerefiniz var" tezahüratı yapınca duygulanan Erciyessporlu futbolcular kentten ağlayarak ayrıldı.

Zap'tiye
Türkiye'deki teröristlerin serbest bırakılması için dünyayı ayağa kaldıran Avrupa, 20 göçmenin sınırda donarak ölmesine yol açan Yunanistan'a sesini çıkarmıyor. Zorba'nın çirkin versiyonu, Avrupa'da kapalı gişe oynuyor.

Ne demiş?
Sık sık soğuk algınlığı yaşayan ve öksüren Müge Anlı yine stüdyonun buz gibi havasından şikayetçiydi: "Şuraya bakın, saçlarım uçuşuyor. Yakında Everest'ten bir belgesel sunabilirim. Alıştım nasıl olsa..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA