Hepimiz görüntümüz için bir çeşit mücadele veriyoruz ama bazılarında bu durum daha ciddi bir vaka...
Erkekler, günde 100 defa seksi düşünürlermiş ya; bence kadınlar da bir o kadar kendi vücutlarında neyi beğenmediklerini düşünüyorlar.
Gün boyunca karşılaştığımız kadınların yüzde 99'unun görünümlerinden memnun olmadıklarına inanmak mümkün mü?
Ama araştırmalar bunu gösteriyor.

NEDEN BU KADAR ACIMASIZIZ?
Peki neden biz kadınlar kendimize karşı bu kadar acımasızız?
Çünkü dünya kadına "Kendini olduğun gibi sev" diyor ama yine de onu güzel görmeyi tercih ediyor.
Bir kadın olarak genelde o günkü modumuzu belirleyen şey; sabah kalkıp aynaya ilk baktığımızda, cildimizin nasıl göründüğüdür.
Göz çevresi, boyun ya da alında hafif derinleşmeye başlayan çizgiler...
O aynaya her açıdan defalarca bakarsınız.
Sanki baktıkça çizgiler azalacakmış gibi...
Aynaya baktığınızda kendinizi görmezsiniz; yargıların, kaygıların ve beklentilerin üzerinizdeki yükünü görürsünüz.

MÜKEMMEL DEĞİLSİN!
Mükemmelin azıcık altındaki bir cilt; takıntı demek, bunalım demektir... O 'kusur' hayatınızı kontrol etmeye başlar...
O hissi hiçbir botoks, dolgu, estetik tedavi edemez.
Çünkü o kaygıyı gözleriniz saklayamaz.
Evrimsel psikoloji araştırmaları ile tanınan Teksas Üniversitesi psikoloji profesörü David Buss, "Kadınların güzelleşme çabaları diğer kadınların aleyhinedir. Çünkü, güzel kadının potansiyel bir erkeği cezbetme ihtimali diğer kadınlara oranla daha yüksektir. Erkekler kadında güzellik değil de, fiziksel güce önem veriyor olsalardı; o zaman kadınların rekabeti sadece yön değiştirirdi. Bu sefer güzel görünmek için değil, daha fazla kas yapmak için diğer kadınlarla rekabet ederlerdi..." diyor.
Ben, 47 yaşımda bu tuzağa düşmeye başladığımı düşündükçe, kendime şunu hatırlatıyorum:
Yüzümde belirmeye başlayan çizgilerin kaybolması beni daha iyi bir yazar yapmayacak! İlişkilerimdeki mutluluğum, Kate Middleton kadar ince bir belimin olmasına da bağlı değil!
Biliyorum ki; nasıl göründüklerini işkence boyutunda kafaya takanlar, ilişkilerinde benden daha fazla hüsran yaşıyorlar.
Onun için sen, sen ol ve şunu kabul et:
Mükemmel değilsin, hatta kusurlusun.
Ama yine de güzelsin...