Hepimiz göze güzel görünebilmek için bir çeşit mücadele veriyoruz ama bazılarında bu durum daha ciddi bir vaka... Günümüzde mükemmel görünen bir vücuda sahip olmak artık sadece kadınların değil, erkeklerin de derdi. Hatta takıntısı...
'Selfie' modasının iyice saplantı haline gelmesi ile sosyal medya, vücutlarını sergilemeye bayılan spornoseksüellerle doldu. Bu terimi daha önce duymadıysanız, spor ve pornonun karışımı ile ortaya çıkmış. Futbol yıldızları David Beckham ve Ronaldo'nun vücutları gibi V seklindeki tüysüz, kusursuz, kaslı gövdelerle arzu edilmeyi isteyen erkekleri temsil ediyor. (Bakınız: Spor salonlarında ayna karşısında şişirdikleri kasları ile selfie çekenler...)

SAPLANTILI YAŞAM BAŞKA...
Geçenlerde yazarımız Mert Vidinli, spor salonlarının Ramazan'da mesailerini gece yarılarına kadar uzattıklarından bahsediyordu. Bütün kış spor yapıp tüm kas gruplarını çalıştırarak plaj vücuduna sahip olanlar, iftar sonrası spor salonlarını tıklım tıklım doldurup sahura kadar spor yapıyormuş.
Acaba bu insanlar iftardan sonra gece yarılarına kadar sporu sağlıklı olmak için mi, yoksa fit görünmek için mi yapıyorlar? İkisinin aynı şey olmadığının altını çizmek istiyorum. Bu köşede sürekli sağlıklı yaşam ile saplantılı yaşam arasındaki farka dikkatinizi çekmeye çalışıyorum.
Aynaya her baktığınızda gördüğünüz şey; kendi vücudunuz hakkındaki yargılarınız, kaygılarınız, yetersizlik hissiniz ise; peşinde olduğunuz şey, bence 'sağlık' değil! Belki gövdenizden azıcık dışarıya pırtlayan göbek sizin için tembelliğin, boşvermişliğin ve kontrolü kaybetmenin işareti olabilir.
Fit bir vücuda sahip olmak ise; tabii ki enerjiyi, zindeliği, gençliği temsil ediyor. Ama o kusursuz görüntülü vücutların altında yatan yeme bozuklukları ve kas geliştimek için kullanılan anabolic steroidler'e bağımlılık da çoğu zaman görmezden geliniyor. Özeleştiri ve nasıl görünmeniz gerektiğine dair takıntılarınız hayatınızı sinsice ele geçirmiş, rahatlığı endişeye, tatmini tatminsizliğe dönüştürmüşse; kadın veya erkek, ne kadar fit görünürseniz görünün, kendinizden memnun olmanız imkansız!
Sağlıklı olmak; sadece 'fit' görünmek değildir; fiziksel, ruhsal ve duygusal sağlığınızın bütünleştiği bir yaşam tarzıdır. Belki çok spor yapıyorsunuz ama nasıl yavaşlayacağınızı bilmiyorsunuz. Ya da sağlıklı besleniyorsunuz ama içinizi kemiren takıntılardan kurtulamıyorsunuz.
Beyninizin içindeki o 'huzursuz' ses size sürekli 'daha, daha, daha' diyor ve siz çemberin içinde dönen hamster misali kendi yarattığınız hızın, hırsın ve takıntıların esiri oluyorsunuz.
'Kendinizden ve nasıl göründüğünüzden' başka hiçbir şeyin fazla öneminin olmadığı bir hayat yaşamak... Kendimizi asıl 'yetersiz ve kötü' hissettiren şey bu işte!