Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERVE YURTYAPAN

Ateş Kuşları’nda otizmli Sabit karakterini canlandıran Emir Çubukçu: Dizideki sahneler hepimizi duygulandırıyor

Atv’nin sevilen dizisi ‘Ateş Kuşları’nda otizmli Sabit karakterini canlandıran Emir Çubukçu, tüm kadroyla tam bir uyum içinde çalıştıklarını ve birçok sahnede kendilerinin de çok duygulandığını söylüyor

Atv dizisi 'Ateş Kuşları', her hafta heyecanlı bir bölümle izleyiciyle buluşuyor. 5 sokak çocuğunun hüzünlü hikayesini ekrana taşıyan dizide otizmli Sabit karakterini Emir Çubukçu canlandırıyor. Son bölümlerdeki performansıyla oldukça konuşulan oyuncu ile bir araya geldik, diziyi, rolünü ve kamera arkasında yaşadıklarını konuştuk.
'Ateş Kuşları'nda 5 sokak çocuğunun hikayesinde sizi en çok etkileyen ne oldu?
Hikayede ilk okuduğum anda beni en çok etkileyen ilişkilerin ve karakterlerin gerçeğe yakınlığıydı. Karakterler birer rol gibi değil insan gibi konuşuyor, insan gibi davranıyordu. Aynı zamanda sokak çocuklarının hikayesi ucu çok açık ve birçok anlamda derinleşerek ilerleyebilecek bir konuydu. Bütün bunların dışında oynayacağım rol, böyle bir karakteri televizyonda ilk defa deneyecek olmam da beni cezbetti diyebilirim.
Sabit'in oldukça dokunaklı bir hikayesi var. Babası otistik olduğu için onu sokağa bırakıyor…
İlk tepkiniz etkilenmek, üzülmek, biraz da acımak oluyor maalesef. Ancak daha sonra oynayacağınız rolü anlamaya, onunla yol almak için bir takım araçlar geliştirmeye başlıyorsunuz ve sizin bir parçanız oluyor. Bu aşamadan itibaren karaktere karşı bir şey hissetmeyi bırakıp o karakter bu durumda ne hisseder diye soruyorsunuz.




UZUN BIR HAZIRLIK SÜRECI...

Sabit'in yaşadıklarını okuduğunuza ilk ne hissettiniz? Karaktere hazırlık için nasıl bir çalışma yaptınız?
Uzun sayılabilecek bir dönem ön hazırlık yaptık. Gözlemden ziyade otizmli bir bireyin belirli koşullarda nasıl hissettiğini kavramaya çalıştım elimden geldiğince.
Diziyi izlerken en etkilendiğiniz sahne?
Çok var. İlk aklıma gelen ikinci bölümün sonundaki yangın ve 'Ateş Kuşlarının o yangından kaçarken evlerine dönüp baktıkları sahne. Yayınlanmadan önce sette izlemiştik ve hepimizin çok etkilendiğini hatırlıyorum. Hâlâ da aklımdan çıkmıyor.
Sabit'in yaptığı plan izleyiciyi çok şaşırttı. Sabit'e hayran kaldık, üstün zekalı çıktı yorumları yapıldı. Siz neler söyleyeceksiniz?
Üstün diyebilir miyiz bilmiyorum ama zihninin herkesten farklı çalıştığı çok açık. (Gülüyor) benim açımdan özellikle böyle sahneleri oynamak daha da keyifli oluyor. Daha önce fark etmediğim yönlerini fark ediyorum Sabit'in.
Genç bir ekip, kısa sürede büyük bir uyum yakaladınız. Kamera arkasında neler yaşıyorsunuz? Çekim aralarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gerçekten birbirimizi çok sevdik. Uzun ön hazırlık döneminde ve zorlu çalışma koşullarında bu çok önemli. Herkesin birbirine yardım ettiği, birbiriyle sohbet edebildiği, gülüp eğlenebildiği bir set ortamımız var. Bu özellikle motive edici oluyor. Aramızda hep konuşuyoruz. Bu ekipte bir tane gıcık insan olsa her şeyi bütün havayı mahvederdi diye. (gülüyor) Neyse ki yok.
Başarılı projelerde yer aldınız. Bu konumda şanslı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Ben başarıyı ya da başarısızlığı değil sonuçlara inanıyorum. Başarı, başarısızlık… Bunlar çok soyut kavramlar. Elimden geleni yaptığıma ikna olduğum ve istediğim sonuca yaklaşabildiğimi hissettiğim an içim rahat olur. Yaklaşabildiğimi diyorum çünkü asla bir final noktası olmuyor. Her zaman atılacak bir yeni adım, varılacak bir yeni hedef orada duruyor.



İZLEYİCİ YAKINLIK HİSSEDİYOR

Çevrenizden nasıl yorumlar alıyorsunuz?
Hep güzel şeyler duydum şimdiye kadar. Güzel yazılmış, altı dolu bir karakter Sabit. Dolayısıyla izleyenler de yakınlık hissediyor sanırım.
Sokak çocuklarıyla karşılaştığınızda size ne söylüyorlar?
Benimle karşılaştıklarında neden 'öyle' davrandığımı soruyorlar genelde. Bence bu önemli. Bu farkındalığın gelişmesini çok kıymetli buluyorum. Çünkü bugün neden diye soran bir çocuk yarın bunun nedenini anlamak için bir adım atabilir. Bunun yanında dizinin sokak çocukları ve hayatları konusunda önemli bir boşluğu doldurduğunu da düşünüyorum. Umarım etkisi de uzun soluklu olur.




TAM BİR ŞEHİR İNSANIYIM

Yazarlık yönünüz de var. İki öykü kitabı kaleme aldınız, doğadaki canlılar aracılığıyla insan hikayelerine yer verdiniz. Sizi doğaya yönlendiren ne oldu?
Aslında doğadan uzak yaşayan biriyim ben. Tam anlamıyla şehir insanıyım diyebilirim. Şehirden uzun süre uzaklaştığımda, doğada uzun vakitler geçirmem gerektiğinde kolayca sıkılırım. Yazarken, özellikle ikinci kitaptaki öykülerde doğaya doğru çekilmem, anlatmak istediklerimi o kanaldan anlatmam doğaya yakınlığımdan değil uzaklığından dolayı sanıyorum. Hayvana, ağaca, bitkiye, insanın dışında kalan canlılara olan merakımı tatmin etmek istemiş olabilirim belki.
Öyküler yazmanızı sağlayan motivasyon ne oldu?
Birçok roman yazma düşüncem var. Hepsinin de notları ayrı ayrı köşelerde duruyor. Şu sıralar birinin üzerinde daha ısrarla çalışmaya başladım ama tamamlamak uzun bir süreç. Özellikle benim için. Çok ikna olduğum bir şeyden kolayca sıkılıp uzaklaşabiliyorum. Umarım bu sefer böyle olmaz. Ben oyunculukla yazarlığı birbirine pek yakın göremiyorum ama belki de fark ettirmeden aynı kaynaktan besleniyorlardır.




ATEŞ KUŞLARI YİNE NEFES KESTİ

ATV'nin sevilen dizisi 'Ateş Kuşları', on ikinci bölümüyle yoğun ilgi gördü. Dizi, #AteşKuşları etiketiyle sosyal medyada da çok konuşuldu. Hacer ve Hüma Eyüboğlu, Gülayşe'nin Lara olduğunu fark edip fenalaşırken, Barbaros ise Hacer'i mola yerini devletten kiralayan hayırsever olarak tanıttı. Barbaros, Hacerlerin yakınlarda iftar yaptığını ve hazır gelmişken Gülayşe ile tanışmalarını istediğini söyleyerek Hacer Eyüboğlu'nun asıl kimliğini gizledi. Gülayşe, yaptığı hayırlardan dolayı Hacer'e teşekkür ederek elini öptü ve teşekkür amaçlı Hacer'i ve Hüma'yı mola yerine yemek yemeğe davet etti. Hacer Eyüboğlu, Mola Yeri'ne Gülayşe'yi öz babası Nizam'la tanıştırmak niyetiyle geldi ancak Gülayşe'ye Nizam Eyüboğlu'nun da bir hayırsever olduğunu ve barınak hayalini ona da anlatmasını istediği için geldiğini söyledi. Hacer, Lara'ya halası olduğunu haykıracağını, isminin Gülayşe değil Lara olduğunu, Lara'nın Ateş Kuşları'nın hiçbir şeyi olmadığını ancak kendisinin kanından canından olduğunu ve karşı koyarlarsa bu işin kötü biteceğini söyledi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA