Bu kızları gördükçe iyi ki diyorum, iyi ki şu anda genç bir kızım yok. (Hoş oğlum da yok ama onlar kızlara göre kanatsız melek.) Özellikle yaşları 17-25 arası olanlar.
Arsız, şımarık, hadsizler.
Sokakta, gittikleri mekanda bir ünlü görmeyiversinler.
Bir saniye durup 'ayıp olur mu, rahatsız eder miyim, arsızlık olur mu?' demeden üzerlerine atlıyorlar.
Önce fotoğraf çektirmek istiyorlar, izni koparıp yüzü bulunca başlıyorlar sırnaşmaya. 'Annemler evde yok, bize gidelim mi?' diyorlar... 'Hadi gel, sahile doğru yürüyelim' diyorlar. 'Tuvaletlerin oraya gelsene' diyorlar.
Diyorlar da diyorlar...

HEDEFE KİLİTLENMİŞLER!
Kendi gözlerimle görmesem, kendi kulaklarımla duymasam ben de inanmayacağım, abartı sanacağım.
Bu tacizlerden en çok futbolcu takımı nasibini alıyor.
Bilenler bilir Çeşme'nin en meşhur mekanlarından Marrakech, bu zamanlar 'milli takım kampı' gibidir.
Kafanızı çevirdiğiniz her noktada ünlü bir isim vardır.
Çoğu da evli barklı adamlardır. Aralarındaki birkaç bekardan biri olan Arda Turan'ın geçen gece yaşadıklarını, biz arkadaşları olarak gülelim mi ağlayalım mı tavrı ve şaşkınlığıyla izledik. Çocuğun başına üşüştüler, denemedikleri yol bırakmadılar. Hedefe öyle bir odaklanmışlar ki gözleri dönmüş. Bir lisenin mezuniyet töreninden geliyorlarmış bu kızlar.
Yaptıkları ataklardan biraz nefes alınca Arda bize döndü ve "Ben Sinem Kobal'ı (soyadıyla üstüne basa basa) çok seviyorum yaaa" dedi.
Yani çocuk sevgilisinin kıymetini bir kez daha anladı. Kim bilir, belki de kızların bu arsızlıkları hayırlı bir işe yaradı.