Çeşme'de gece kulüplerinde iki tip kadın bulunuyor; eğlenenler ve eziyet çekenler.
Eğlenen gruptaki kadınlar; saçları evden çıkarken sal gitsin, arada sıkılınca hemen oracıkta topla bitsin modeli.
Üzerlerinde rahat bir elbise, bir kot şort, tişört vs.
Ayaklarında ya spor ayakkabı ya da sandalet.
Makyaj; belki bir rimel, bir ruj sürüyorlar, bulundukları yerin hakkını veriyorlar ve evlerine gerçekten eğlencenin tadını çıkarmış olarak dönüyorlar.

GÖBEK PIRTLAMASIN
Bir de evine binbir acı içinde dönenler var.
Onlar gün boyu pek yemek yemiyor, su bile içmiyorlar.
Akşam giymeyi planladıkları bir karış enindeki elbiselerin içine göbekleri pırtlamadan girebilsinler diye.
Aç bilaç olunca; enerjileri de düşük oluyor, suratları asık, sanki oraya tekme tokat getirilmişler gibi...
(Ha bir de aç karnına içince, daha ilk kadehte ayılıp bayılanlar oluyor. Geçen gece iki tanesini daha gecenin en başında kollarda taşıdılar dışarıya!)
Üzerlerinde kesinlikle dapdar ve minismini bir elbise.
Ayaklarında puntosu ölçüsüz, abartısı sınırsız topuklular...
O abartı sadece ayakkabılara değil, genel olarak tablonun bütününe hakim.
(Mesela geçen akşam bir kadın gördüm, yemin ederim boynuna adeta bir çanak anten, bir sac levha takmıştı! Böyle metal, koskocaman bir papyon. Yanına gidip hangi kanalları çektiğini sormamak için zor tuttuk kendimizi.)
Saçlar ya maşa, ya fönlü.
Makyaj en ağırından; kış makyajı. Ve bu senenin modası takma kirpikler.
Ellerinde içki kalıp gibi, öylece dikiliyorlar.
Dans etmeye en yaklaştıkları an; olur da en 9/8'liğinden bir Serdar Ortaç şarkısı çalarsa, tek kollarını yukarı kaldırıp birbirlerinin yüzüne bakarak şarkıyı söylemek ve birkaç santim sağa sola sallanmak.
Canlarına yazık!

BİZE DE EĞLENCE
"Vallahi üzülüyoruz hallerine" diyemeyeceğim çünkü bize de makara çıkıyor. Gece boyu birbirimizi dürtüp, bildiğin parmakla gösterip hallerine gülüyoruz.
Ve bu yaptığımızdan da hiç utanmıyoruz.
Malzeme vermesin onlar da kardeşimmm.
Halla hallaaa!