Oğulcan (Engin) ve Aslışah'ın (Alkoçlar) ilk 'yakalanma' haberi çıktığı gün beraberdik.
Kıyamam; nasıl tedirgin, nasıl üzgündüler.
Özellikle Aslışah, bir genç kız olarak ailesinin vereceği tepkiden çok çekiniyordu.
Bütün gün ikisi de her telefon çaldığında 'Acaba papara mı yiyeceğiz?' korkusuyla gerildiler.
Bu çocuklara bunu yaşatmaya kimin, ne hakkı var?
Anne ve babalarının ünlü olması, bu çocukların da sürekli takip edilmelerini gerektirmiyor ki!

CANLARINI YAKTI
Evet, ben bu zamanda beş para etmeyen temiz magazinden yanayım.
Gözünü kan bürümüş reytingcilere bu dediklerim çok saçma ve sıkıcı geliyor, biliyorum.
Ama doğrusu benim düşündüğüm; onu da biliyorum.
Al işte; birkaç gün sonra bir başka haber yaktı aynı gençlerin canını.
Aslışah denize yüzmeye gitmişmiş de, Oğulcan da fırsat bu fırsat deyip kartvizitini bir başka kıza vermişmiş. Magazin dünyası yeni bir çapkın kazanmışmış.
Uydur babam uydur.
Hani Oğulcan'ı bir tanısanız; ne çapkınlıkla, ne böyle ali cengiz oyunlarıyla uzaktan yakından alakası olmayan, dünya iyisi bir çocuk olduğunu göreceksiniz.
Onlar çok ama çok genç iki insan olarak tatlı tatlı flört ediyorlar.
Onlarınkine sevgililik bile denmez. İkisi de çok iyi yetişmiş, çok ölçülü, pırıl pırıllar.
Rahat bırakalım, kanlı magazine isimlerini bulaştırmayalım derim ben. Ayıp etmeyelim.