Cumartesi akşamı Alaçatı'nın en iyi restoran-barlarından İyi Resto Bar'da bir ara Cem Yılmaz'ın sesi ilişti kulağıma.
Yok canım benzetiyorum harhalde dedim ama sonradan baktım ki o...
Cem Yılmaz bağıra çağıra türkü söylüyor.
Nerede? Russel Crow'la çektikleri filmin bir sahnesinde...
Yani o sahnenin kaydını dinledik hep beraber o gece...
Türkü hepimizin bildiği, çalınca omuz salladığımız ama aslında hikayesi çok hazin olan 'Hey Onbeşli' türküsü...
Hani şu:
'Hey onbeşli onbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler gidiyor
Kızların gözü yaşlı....' diye başlayan...

GÖZYAŞLARI AKACAK
Çanakkale Savaşı'nda memlekette savaşacak yetişkin sayısı azalınca iş çocuklara düşmüş.
Bir tebliğ yayınlanmış ve 1314 (1896) ve 1315 (1897) doğumluların, yani 18 yaşını henüz tamamlamamış ve yeni girmiş olanların 'bedenleri gelişmiş, harbe elverişli ve silah kullanmaya kabiliyetli olanlarından müsait bulunanların' kıtalara teslim olmalarını istenmiş.
İşte o çocuklar, 1315 doğumlu çocuklar.
Bıyıkları yeni terli, arkalarında ailelerini, geleceklerini, eğitim hayatlarını, yavuklularını bırakıp, cepheye sürülmüş çocuklar...
Cem Yılmaz'ın o türküyü söylerken sinema izleyicisinin gözyaşlarına hakim olamayacağı iddia ediliyor.
Av Mevsimi'ndeki "Hayde gidelum"dan sonra Yılmaz bir türküyü daha dillere dolayacak anlayacağınız.