Arda Turan, ne zaman Türkiye'ye gelse ilgi odağı oluyor. Elbette bunda, yaşayan en iyi 100 futbolcudan biri olmasının ve magazin ünlüleriyle samimiyetinin etkisi büyük. Aslında medyanın bu büyük ilgisine Arda'nın da katkısı var. Arda, hep haber olunacak mekanlarda geziyor, yanında hep ünlü birileri var, habire TV programlarına çıkıyor... Tamam Arda sempatik, seveni çok, ağzı iyi laf yapıyor ama bu son ziyaretinde neredeyse Arda'ya doyduk. Her TV kanalında, her gazetede Arda vardı. Magazin yazan biri olarak bundan şikayetçi olmamam gerek çünkü Arda adeta bir haber makinesi.
Arda'nın bu kadar çok haber olması bir reklam yüzü olarak daha çok para kazanmasını sağlıyor. Elbette Arda'nın, 'Aa ben bir reklam yıldızıyım; daha çok konuşulacak işler yapayım' diyecek tarzda ince hesaplar yapacağını sanmıyorum. Lakin Arda da, reklamlarda tercih edilmesinde futboldaki başarısı kadar sürekli gündemde olmasının da etkisi olduğunu biliyordur herhalde.

TİPİK TÜRK ÜNLÜSÜ
Özetle Arda, David Beckham'ın Türkiye şubesi. Beckham kadar yakışıklı ve ünlü olmasa da, Arda da kendi çapında yerli malı bir David Beckham işte. Ama Arda ile Beckham arasında büyük bir fark var: Beckham küresel imajını taze tutan, gündemde kalmasını sağlayan magazini hiçbir zaman küçümsemez ama Arda küçümser!
Arda, ispanya'ya giderken başta magazin basını olmak üzere medyadan çok şikayetçiydi. Sürekli takip edilmekten, hakkında yalan yanlış haberlerin çıkmasından yakınıyordu. Bugün Arda'ya sorsanız, yine magazin basınından hiç hoşlanmadığını söyler ama hep magazine gündem olacak işlere imza atar. Arda hem haber olmak ister, hem de bundan şikayetçi olur.
Magazinden beslenip onu aşağılamak da tipik bir Türk ünlüsü hareketidir. Sadece bize özgü bir davranıştır bu.