Gürültünün fizyolojik etkileri; kas gerilmeleri, stres, kan basıncında artış, kalp atışlarının ve kan dolaşımının değişmesi, solunum hızlanması ve dolaşım bozukluklarıdır.
Gürültünün psikolojik etkileri; sinir bozukluğu, korku, rahatsızlık, tedirginlik, yorgunluk ve zihinsel etkilerde yavaşlama vardır.
Gürültü, iş verimini ve üretkenliği de azaltır. Gürültünün zararlarıyla ilgili sıraladığım bilgileri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın sitesinden aldım.
OECD'in gürültüyle ilgili raporunu sitesinde yayınlayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın; gürültüyü önlemeye dair ne tür çalışmaları var acaba?
İstanbul'a dair hep yeşilin azlığından, çarpık kentleşmeden, trafik ve nüfus yoğunluğundan bahsediyoruz ama İstanbul'un bir büyük sorunu da gürültü.
Dünyada en gürültülü ilk beş şehir şöyle sıralanıyor:
1. Guangzhou (Çin'de) 2. Delhi 3. Kahire 4. Mumbai 5. İstanbul.
İstanbul'da merkezi bir yerde ya da cadde üzerinde bir apartmanda oturuyorsanız, gürültünün sağlığınıza olan etkilerini ikiyle çarpın. Hele bir de her gün trafik çilesi çekiyorsanız yandınız!
Daha önce de yazdım: İngiliz medikal yayını The Lancet'te yayınlanan araştırmaya göre; trafik arterlerine yakın yerlerde yaşayan insanların yüzde 12'si Alzheimer'a yakalanıyor. 10 yıldan fazla süreyle 6.6 milyon insanın incelenmesiyle ortaya çıkmış bu sonuç.
Bari kentleşmeyi, hızla artan nüfusu önleyemiyoruz, bari gereksiz yere korna çalmanın önüne geçelim. Dikkat edin; taksicilerin direksiyon simidi korna çalmaktan aşınmıştır. Sadece taksiler mi; trafik ışığı yeşil mi yandı, bir araç bekleme mi yaptı anında kornaya bas? Korna, İstanbullular için bir iletişim aracı; küfür bile korna basılarak ediliyor. Allah rızası için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Trafik Müdürlüğü ortak hareket edin, en azından şu korna gürültüsünü azaltın. Bir kaza ya da hayati tehlike olmadığı sürece korna çalmak yasak ama uygulayan yok. 'Gereksiz korna çalanlara savaş açılsın, ceza kesilsin' önerisinde bulunacağım ama hayal kurduğumun farkındayım!