Ramazan ayı boyunca iftar ve sahur programlarımızı büyük bir ilgiyle takip ettiniz. İftar ve sahurlarda Sultanahmet meydanını doldurduğunuz gibi evlerinizde de ekranı bize çevirdiniz.
Mütevazı programımız sizin sayenizde milyonlarca bütçeyle çıkan büyük yapımları izlenme açısından çok geride bıraktı. Bu elbette bir din programı için çok anlamlıydı. Televizyonculuk tarihinde saat 02 - 04 arasındaki bir programın en çok izlenen ilk yüz program arasına girip dizi, eğlence, diğer dini programlar ve ana haberleri geride bırakması görülmüş bir şey değildir. Siz bize, bizim sahur programımıza bu başarıyı tattırdınız.
Bütün yapımları geride bırakarak zirveye taşıdınız. Sizlere sonsuz teşekkür ederim.
Böylece son iki yılda Ramazan gelmeden önce bizi yıpratmak niyetiyle çıkarılan para-pul odaklı yalan ve sahte haberlerin, dedikoduların sebebini de anlamış oluyorsunuz sanırım. Olay tamamen duygusal.
Bu programı nasıl aşağı çekeriz kurgusu. Bir din programının hazm edilememesi.
Maddi ve manevi olarak benimle aynı şartlarda çalışan hatta benden çok daha iyi şartlarda çalışanlar olmasına rağmen sadece bize saldırılmasının sebebi de bu etkiyi oluşturmuş olmamızdır.
Bir din programı bir meydana nasıl olurda on bin kişiyi toplar ve bir din programı nasıl olurda en çok izlenen program olur.
Mesele bu hazımsızlık.
Ehli Sünnet (yani Kur'an-ı Kerim ve sahih sünnet) çizgimiz, tasavvufa olan saygımız, mezheb imamlarına olan büyük itibarımız, duruşumuz bu hazımsız odakları rahatsız etmeye devam ediyor. Biz ise bütün edebimizle, sabrımızla sadece Allah'a Havale edip durduk.
Sizler en güzel cevabı verdiniz.
Teşekkür ediyorum sizlere. Rabbim hepimizi mahşerde El-Emin (sav)'e komşu eylesin ve şefaatinden mahrum etmesin. Âmin.
Hepinizin bayramını kutlarım.
Büyüklerin ellerinden öperiz. Küçüklere de sonsuz sevgiler. Allah her daim yar ve yardımcınız olsun. Amin...