Sahih hadis kitaplarındaki bilgiye göre Mekke müşrikleri (veya sahabeden bazıları) Hz. Peygamber'den (s.a.v.) bir mucize göstermesini istediler. Buhari ve Müslim'in ittifakla aktardıklarına göre Hz. Peygamber (s.a.v.) müşriklere şöyle sordu: Gökteki ayı bölsem inanır mısınız? Evet dediler. Gökte apaçık bir geceydi. Bulut yoktu. Hz. Peygamber (s.a.v.) mübarek parmaklarını yukarı kaldırıp aya işaret etti. Ay ikiye bölündü. Bir parçası yukarı diğeri Ebu Kubeys dağına doğru indi. Efendimiz seslendi: Şahit olun! Müşrikler şaşkınlık içindeyken. Ebu Cehil bağırdı: Bu büyük bir sihirdir. Muhammed gözlerimizi bağlıyor. Hadiseyi İbn Mes'ud, Hz. Enes, Hz. Meşruk, Abdullah bin Abbas aktarıyorlar.
Ebu Cehil ertesi gün o gece yolda olan kervanlara gökte olağanüstü bir olayla karşılaşıp karşılaşmadıklarını sordu. Kervancılar şöyle dediler: Geceleyin ayın ikiye bölünüp bir parçasının aşağı doğru indiğini gördük. Ancak bu olağanüstü hissi mucize bile müşrikleri insafa getirmedi ve bu durum edegelen bir büyüdür dediler.
Mekke'de inen "Kamer=Ay" suresinin ilk ayetleri bu mucizeyi haber veriyor:
"Saat yaklaştı ve ay yarıldı. Onlar bir mucize görünce hâlâ yüz çevirirler ve şöyle derler: Sürüp giden bir büyüdür bu." Yalanladılar. Nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır. (Kamer: 1-3)
Ayın yarılması mucizesi, artık kıyamet için adımın atıldığının ve evrenin kalan ömrünün geçmişe göre daha kısa olduğunun bir belgesidir. Bu mucize 'İsra ve Mirac' gibi Hz. Peygamber'in (s.a.v.) Kur'an'daki en büyük hissi mucizelerinden birisidir.