Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

CIA belgelerinden darbeyi okumak

İran Başbakanı Musaddık'ın, İngiliz- Amerikan istihbarat örgütlerinin ortak operasyonuyla devrilmesinin üzerinden tam 64 yıl geçti. 20 Ağustos 1953'te, 'sokak isyanla'yla devrilen ve yerine İran Şahı'nın yönetiminde General Zahedi'nin getirildiği Musaddık'ın en büyük günahı, İngilizlerin İran petrolünü sömürmesine son verip, petrol gelirini millîleştirmeye gitmesiydi.
CIA'in, MI6 ile birlikte, "Ajax Operasyonu"na dahil olarak Musaddık'ı devirmeye ortak olması ise Eisenhower'ın Başkan olmasından sonra, 'milliyetçi' olan Musaddık'ın komünist Tudeh ile artan işbirliğine gitmesi veya onların iktidara gelmesine geçit vermesi korkusu ile başlamıştı. Alternatif lider Şah ise o kadar karaktersiz bir adamdı ki, CIA içindeki lakabı 'Zayıf düdük'tü. Sanırım biraz da Şah'ı istedikleri gibi 'öttüreceklerinden' emin oldukları içindi.
CIA, darbedeki rolünü 2013'te ilk kez kamuoyu önünde kabul ederek, ilgili belgeleri yayınladı. Geçenlerde okumaya gömüldüğüm CIA belgelerinde, Musaddık'ı devirmeye yönelik CIA'in yöntemlerini ve kapasitesini anlattığı bölümlerden alıntı yapmak istiyorum:
"Kitle iletişim araçları (basın, vb.): CIA, anti-Tudeh propagandasını yaymakta etkili olduğunu kanıtlamış, basından, siyaset ve din dünyasından pek çok kontağı içeren bir ağı kontrol etmektedir."
Dikkatinizi çekerim, yer İran ve sene 1952-53 arası... CIA, basın, siyaset ve "din" dünyasını ele geçirdiğini rapor ediyor. Ülkemizdeki CIA etkisinin bugün ne derecede olabileceğini hayal gücünüze bırakıyorum. Devam edelim:
"Zehirli kalem, kişisel reddiyeler, dedikodu yayma, vb.: CIA, Musaddık dahil olmak üzere İran'daki herhangi bir siyasi figüre yönelik kişisel saldırılar yapmak noktasında oldukça geniş araçlara sahiptir."
'Zehirli kalem' (Poison pen), hedeflenen kişiye yönelik karalama ve iftira kampanyaları düzenlemek, 'şüyuu vukuundan beter' anlayışıyla basında ve halk arasında gerçekliği olmayan şayialar yaymak biçiminde çevrilebilir. Günümüzde pek çok canlı örneğini de yaşıyoruz zaten. Sosyal medya, hiç şüphesiz bu tür operasyonların yapılmasının bir numaralı mecrası. Her gün birkaç yalan haberin çıktığı, resminizin yanına demediğiniz iğrenç cümlelerin iliştirildiği capslerin ışık hızıyla yayıldığı bir lağım çukurunda varlık mücadelesi veriliyor.
"Sokak isyanları, gösteriler, çeteler, vb.: CIA, Tudeh karşıtı gösteriler oluşturmaktaki kabiliyetini kanıtlamıştır. Ancak bunu uygun şartlar oluştuğunda ve merkezî hükümet çok güçlü itiraz etmediğinde gerçekleştirebilmektedir."
Aklınıza sanırım Türkiye tarihindeki en büyük ayaklanma olan Gezi isyanı gelmiştir. Toplumun adım adım 'kaynatılarak' hazırlandığı dönemde, FETÖ'cü polislerin kışkırtıcı tavırlarının da etkisiyle ivme kazandırılmıştı. Dönemin Başbakanı Erdoğan'ın iki hafta boyunca krizi bir yandan Gezicilerle görüşüp bir yandan taviz vermeden yürütmesi sonucu başarıya ulaşamamıştı. Dönemin "merkezi hükümetten güçlü itiraz" getirmeyenler ise 'Sandık her şey değildir' diyen dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ve işi özür dilemeye kadar götüren Bülent Arınç'ın açıklamaları ise hafızalardaki yerini koruyor.
CIA'den geçen raporlardan birisi ise özellikle dikkatimi çekti. Telgrafta, en sert komünizm yanlısı yayınlardan birini yapan Kuzey İran'daki bir radyonun, Musaddık'ın yıpratılmasında önemli rol oynayabileceğinden bahsediliyor. Yani görünürde en anti-Amerikan ve ideolojik olarak karşıt görülen yapıların bile CIA'in amacıyla nasıl da örtüştüğü belirtiliyordu. Günümüzde bu anlamda yayın yapan, hareket alanı oluşturan kişi ve örgütler deyince aklınıza kimler/ neler geliyor, onu da sizin hayal gücünüze bırakıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA