Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Çöp kutusuna çip taktı, belediyeler sıraya girdi!

Faruk Ezcacıbaşı, Murat Özyeğin, Sedef Orman, Esin Güral Argat, Varol Civil, Gülden Yılmaz, Emre Zorlu, Erol Bilecik, Özcan Tahincioğlu, Hasan Aslanoba, Sina Afra, Hakan Baş, Şevket Başev, Ümit Boyner ve Google Türkiye adına Pelin Kuzey. Hepsini sıralayamaya kalksam, Girişimcilik Vakfı'nın yaptıklarını anlatmama yer kalmayacak. Diyeceğim o ki, yukarıda isimlerini saydığımı ve sayamadığım Türkiye'nin girişimciliğe gönül vermiş isimleri iki yıl önce Girişimcilik Vakfı'nı kurdu ve kendine tek bir amaç belirledi.
Türkiye'de girişimcilik kavramını geliştirmek ve ülkemizde yüzde 5'in altında olan girişimciliğin yüzde 25'lere çıkmasına katkıda bulunmak.
Vakfı iki yılda, Türkiye'nin dört bir yanındaki 180 üniversiteden seçilen 80 genç girişimci adayına destek veriyor ve girişimcilikten başka bir şey düşünmesinler, geçim derdiyle uğraşmasınlar kısacası 'Özgür olsunlar' diye Türkiye'nin en yüksek öğrenim bursunu (500 TL) üstelik 12 ay ödüyor.
Girişimci adayları için böyle bir ekosisteme girmek çölde bir vaha anlamına geliyor. Bir kere ünlü girişimcilere ve Türkiye'de bir fikre yatırım yapmaya hevesli yatırımcılara bir telefonla, mesajla ulaşma ya da yüzyüze konuşma imkanına kavuşuyorlar. Sadece bununla da sınırlı değil kuşkusuz elde ettikleri avantajlardan. Adaylar, Tel Aviv'den, Moskova'ya, Londra'dan Berlin ve Münih'e kadar girişimcilik için önemli sayılan şehirlerdeki konferanslara katılma, ufuk açıcı girişim hikayelerini ilk ağızdan duyma şansı elde ediyor.
Bu yıl öğreniyorum ki vakıf destekleyeceği gençlerin sayısını 120'ye çıkarıyor. En güzeli de böylesine etkili bir oluşumun içinde olmak isteyen gençlerin gösterdiği ilgi. Geçen yıl Türkiye'nin dört bir yanındaki üniversitelerden tam 30 bin başvuru olduğunu duyunca şaşırıyorum. Vakıf bu başvuruları, çeşitli modellerle önce online ortamda elemeye başlamış, kişilik testleri yapmış, youtube'a yüklenen videoları tek tek izleyerek, nihayetinde finale kalanları da yüz yüze yapılan görüşmelerle belirlemiş. Yani aslında buraya girmeyi başaranlar, ister istemez Türkiye'nin girişimcilikte potansiyeli en yüksek grubu olarak karşımıza çıkıyor. Neticede elene elene 30 binlerden son 40'a kalanlar vakfın ekosistemine girmeyi başarıyor.
Peki ya sonuç? Açıkçası ben çok çarpıcı buldum. Bir kere 80 girişimci adayı gençten, 21'i kendi şirketini kurmuş. Ortaya çıkan bazı girişimler ciddi yatırım almış ve de şirketlerin ilgisini çekerek bir cazibe alanı yaratmış.
En çok beğendiğim projeye gelince... Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden Umutcan Duman, Evreka ismini verdiği bir proje geliştirmiş. Şehirdeki çöp kutularına çip yerleştirerek, masrafların en az yüzde 30 düştüğünü kanıtlamış. Hal böyle olunca şimdiden iki belediye projeyi satın almış. Lozan Belediyesi ile pilot anlaşma imzalanmış, ODTÜ Teknokent, 3. Havalimanı, Bornova ve Beykoz belediyeleri bu girişimi uygulamak için Evreka ile anlaşan kurum, kuruluşlar olmuş. Duman'ın şirketine Bahreyn'den, Dubai'den ve Colombia'dan da talep oluşmuş.
Girişimcilik Vakfı yöneticileri, 'girişimcilik ilhamla yayılan bir konu' diyor ve vakfa giren bu gençler için, "Girişimci olduğunu bilmeyen çocukları buluyoruz ve onları girişimcilik elçisi yapıyoruz' diyor. Boeing, Alianz, Garanti Bankası ve Hedef Filo gibi şirketler de vakfın başarısını görüp, beklentisiz bu girişime destek veriyor.
Türkiye'de en çok girişimcilik konusunda çalışan vakıf ve derneklerin somut sonuçlarını görüyorum. Üstelik hepsi de bir biriyle dirsek temasında ve hakikaten ülkedeki girişimcilik iklimini onlar değiştiriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA