Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

CHP tipi ön seçim

Partilerin seçime katılacakları milletvekili adaylarını ön seçimle belirlemesi demokratik bir metot. 7 Haziran seçimleri öncesi CHP bu modeli uygulayan partilerden birisiydi.
O günlerde bir TV programında CHP'yi ön seçim tercihinden ötürü kutladığımı, AK Parti'yi ve diğerlerini de aynı nedenle eleştirdiğimi hatırlıyorum.
Aceleci davranmışım. Biraz daha bekleyip o ön seçim mekanizması dedikleri şeyin nasıl işlediğini sonuçları üzerinden değerlendirmem gerekiyormuş.
Zira CHP örgütlerinden konuştuğum pek çok kişi, özellikle büyükşehirlerdeki ön seçimlerin tamamen parodi olduğu konusunda hemfikirler.
Son olarak bu iddilara konu olan isim, Meclis'teki sol yumruklu yeminiyle dikkat çeken CHP'li vekil Gamze Akkuş İlgezdi oldu.
İddilara göre parti teşkilatında izi bile olmayan İlgezdi'nin bölgesindeki ön seçimde 25.520 oy alarak seçilmesi "mucize" değildi. Zira Gamze Hanımın eşi olan CHP'li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin organize ettiği ön seçim kampanyası bir hayli "masraflıydı."
Bakalım ilerleyen günlerde bu ön seçim harcamalarının kaynağına dair yeni iddialar gündeme gelecek mi?
Yoksa has solcu Gamze Hanımın, "işçi sınıfının rezidanslarından başka kaybedecek hiçbir şeyi yokmuş" dedirten mal varlığı tartışmasına katıldığı için darp edilen CHP'li İBB Meclis üyesi Hüseyin Sağ'ın akıbeti namusluların gözünü mü korkutacak?
Seçim öncesi, Gülen çetesinin argümanlarıyla "hırsız var" kampanyası başlatan CHP ve ilişik medyası günlerdir kopan fırtına yokmuş gibi davranıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu da ön seçim tercihini hatırlatarak seçimin faturasını partililere ödetiyor. Sanırım durumu sosyal medyada en iyi özetleyen cümle Cemil Barlas'ındı:
"Eskiden kat karşılığı arsa verilirdi şimdi ise liste karşılığı kat veriliyor. İşte yeni CHP!"

Garip bir milletiz velhasıl, kendimizi temsil edecek adayları belirlerken bile kendimizi kandırmayı başarıyoruz.

Ya devlet başa...

Devlet Bahçeli'nin devlet aklını temsil ettiğine ve tüm muhalefetine rağmen kritik dönemlerde sağduyuyu temsil eden kararlar aldığına dair bir mit herkesin ağzında.
Meclis'teki başörtüsü görüşmesinde takındığı tavır, Çözüm Süreci'nde ülkücüleri sokağa dökmemesi ve son olarak Meclis başkanlığı seçimlerindeki duruşu da bu iddiaya gerekçe olarak gösteriliyor.
13 yılda ne muhteşem bir muhalefet karnesi ama değil mi? Kenan Evren'in bile görev süresince yaptıklarını derlesek inanın daha iyi bir tablo ortaya çıkar.
Bir düşünün, Mecliste'ki başörtüsü oylamasında tabanı dindar ve milliyetçi olan bir partinin tutumu başka ne olabilirdi? Ya da Çözüm Süreci'nde "haydi ülkücüler sokağa" dese, MHP yönetiminin 2010 referandumundaki "hayır" kararına rağmen sağduyularını sandığına "evet" olarak yansıtan taban bu çağrıya uyar mıydı? Meclis başkanlığı seçimlerine gelince. Seçim öncesi fiilen HDP'nin "seni başkan yaptırmayacağız" mottosu çevresinde örgütlenen blokla hareket eden Bahçeli, bir de bu partiyle birlikte Meclis başkanı seçse, seçmen kendisine derdi?
Kaldı ki asıl sağ duyu gerektiren, parti değil ülke meselesi olan konularsa Devlet Bey ne yaptı?
Toplumsal barışın en büyük projesi Çözüm Süreci'ne "ihanet" diyerek seçim kampanyasını üzerine kurmadı mı? Gülen çetesinin vesayet girişimleri, 17-25 Aralık, Dışişleri'nin ve devletin zirvesinin dinlenmesi ya da MİT TIR'larının durdurulması skandalları yaşanırken o "devlet aklı" neredeydi Allah aşkına?
Özetle sağduyuya dair bir paye verilecekse, bu Bahçeli'ye değil, onu zaman zaman doğru yola sevk eden MHP tabanına verilmeli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA