Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

İlk raunt belediyelerde yaşanacak

16 Nisan referandumunun kabul edilmesinden hemen sonra "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Binali Yıldırım, neden olmasın" başlıklı bir yazı yazdım.
Tartışma bir anda büyüdü, başka yazılar yazıldı ve herkes aynı sorunun peşine düştü: Bu bir kulis miydi, öyleyse nerden gelmişti?
O günden beri soran ve "sorduran" herkese söylediğim gibi, kimseden bir şey duymuş değilim. Sadece 2019'daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ilk raundun, aynı yıl yapılacak yerel yönetim seçimlerinde yaşanacağına dair bir öngörüydü.
Ve Ak Parti referandumda, İstanbul ve Ankara gibi iki kalesinde başarısız olmuştu. Operasyon, taze kan nakli kaçınılmazdı.
Yıldırım gibi icracı bir isim de siyasetten bıkan ve dev sorunlarına pratik çözümler bekleyen "Küçük Türkiye'ye" ilaç gibi gelirdi.
Binali Yıldırım'ın o tarihte hâlâ Başbakan olacağını söyleyenlere ise tek bir şey söyledim:
"Ak Parti ilk seçimlere girdiğinde de kurucusu siyasi yasaklıydı... Siyaset, takvimi genelde şaşırtır."
Nitekim yerel yönetimlerle ilgili sözünü ettiğim tartışma da nihayet başladı.
Cumhurbaşkanı'nın, aralarında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in de olduğu bazı yerel yöneticilere yönelik siyasi tasarruflarının olacağı iddia ediliyor.
Ne kadar doğrudur bilmiyorum ama böyle bir gelişme hiç de şaşırtıcı olmaz.
Zira kimse, Erdoğan gibi Belediyecilikten gelip siyasetin en tepesine çıkan bir isim kadar "yereli" önemseyemez.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, metal yorgunluğunu gidermek için parti içinde bazı rotasyonlara şahit olacağımız kesin.
Tabii bunlardan bazıları da yer değiştirme değil, oyun dışına çıkmayla sonuçlanacak.
Çünkü kavga çok zorlu, hedef büyük. Ve her siyasi dostluk, yol arkadaşlığı bu gerginliği taşıyamaz.

***


Fıkrasına gülünmeyen adam

Melih Gökçek'le ilgili süren tartışmada muhalefetin tavrı şu:
Daha düne kadar, "seçilmiş" Gökçek'e "istifa et" diye bağırıyorlardı...
Şimdi ise "Diren Melih, sen seçilmişsin" diye kampanya yapıyorlar.
Merak ediyorum, bu taktikle kimi etkilemeyi umuyorlar? Yoksa tek amaçları yine espri yapmak mı?
Şakaysa hiç komik değil, gerçekse hakikaten gülünç.

***

Fakat iyi güldük

Geçen gece CNN Türk'te, kendi grupları tarafından ortaya atılan Melih Gökçek'le ilgili iddia konuşuluyordu.
O esnada Cumhurbaşkanı'yla Gökçek'in görüşmesinin sonucunu, adeta belediye personeli gibi bekleyen bazı katılımcıların heyecanı gözlerinden okunuyordu...
"Sağduyulu" katılımcılar birbirlerini "ne kadar da kulağı deliksiniz, her şeyi ilk siz duyuyorsunuz" diye cilalarken programın sunucusu elindeki telefona bakarak aniden gözlerini açtı.
Bu kez telefonu kameraya göstermedi ama herkesin merak ettiği sorunun cevabını ilk o mu öğrenmişti yoksa?
Evet, evet!
Gökçek'in twitini herkesten önce o görmüştü. Ve twitteki Gökçek "Cumhurbaşkanı istifa etmemi istedi" diyordu.
Ardından Hürriyet yazarı gözlüklerini başına koyup telaşla söz aldı ve ikinci twiti okudu:
"Ay sonunda istifa ediyorum!"
Sonrasını siz de biliyorsunuz. Programda binlerce seyirciye doğrulama ihtiyacı bile duymadan aktardıkları bilgi yalan çıktı.
Muhtemelen liseli bir trol koca koca adamları, kadınları kafalamıştı.
Programın sonunda herhalde bir özür dilerler dedim ama ne gezer...
Yalanlarıyla kafa bulan vatandaşlara ve gazetecilere sitem ediyorlardı hâlâ...
Doğru, boşuna dememişler "bu ülkede her şey olursunuz bir tek rezil olamazsınız" diye.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA