Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Yerli ve milli enerjinin bedeli... “Sel gider, kum kalır!”

Enerjimizi içeride yeterince tüketiyoruz. Yetmiyor, dış operasyonlara da uğruyoruz. Ama günün sonunda ülke için kimin ne yaptığı, yarına ne bıraktığı anlam kazanıyor. Bu büyük çekişme ortamında "ezber bozanlar, yerli ve milli davrananlar, stratejik kararlar verenler" hep hedef. Üstelik bedel de ödüyorlar. Yıpratılıyorlar, itibar suikastına uğruyorlar, meşru müdafaada bırakılıyorlar. Neticede, iş yapamaz duruma düşürülmek isteniyorlar.

***
Klasik taktiktir...
Küresel sistem, yörüngesinin dışına çıkıldığını hissettiği anda alarm verir. Önce, geleneksel müttefiklerinin nabzını tutar ve o eski cepheyi tahkim eder. Sonra, görev başındakilere ulaşmaya çalışır. Onların zihin haritasını çözmeye uğraşır. Bu arada açık ve örtülü mesajlarını verir. "Gel, sadece bizimle ol. Alternatif üretme" anlamına gelecek bir dizi senaryoyu da hayata geçirirler. Baktılar ki olmuyor, haysiyet cellatlığına soyunurlar. Bitirici darbeyi indirmek isterler. İşte bu kapandan da çıkıldı mı, yeniden masaya oturmanın yollarını ararlar!
***
Bütün bu genel kabulleri Türkiye'nin son dönemdeki "enerji politikaları" üzerinden değerlendirmek mümkün. Dünyada konvansiyonel diplomasi yerini, uzmanlık gerektiren özellikli alanlara bırakıyor. "Enerji", "Sınır aşan sular", "Telekomünikasyon", "Siber güvenlik", "Finansal ve ticari birliktelikler", "Askeri ittifaklar" gibi.
Yakın dönemde, Ankara'nın küresel enerji denklemine bakışında ciddi değişiklikler oldu. Enerji kaynakları kısıtlı da olsa Türkiye, enerjiyi dış politik ilişkilerin merkezine alan yeni açılımları başlattı. Enerjide geçiş ülkesi olma kimliği ile yetinmedi. Enerji üssü olma iddiasını dile getirdi. Yerli ve yenilebilir enerjinin önünü açtı. Enerji teknolojilerine yatırımı teşvik etti. Enerji arz güvenliğini sadece kendisi için değil bölgesi için de önemli bir enstrümana dönüştürdü. Enerji kaynaklarını çeşitlendirdi. Arka bahçesindeki enerji fırsatlarına kayıtsız kalmadı. Sadece tüketici değil, aynı zamanda üretici olacağını gösterdi.
***
Sonra... Global istihbarat dünyasının teknikleri devreye girdi. Örneğin, bir yıl önce aramızın bozuk olduğu Rusya üzerinden, Türkiye'nin DEAŞ'la petrol ticareti yaptığı iddia edildi. Kurgulanmış algı çarpıtma planı işlemedi. Aradan bir yıl geçti... Rusya ile ilişkiler düzelme yoluna girdi. Bu kez ABD merkezli, internet tekelini elinde tutan gölge güçler benzeri iddiaları bir kez daha formatlayıp piyasaya sürdü. Batı blokunda, bir ülkeyi veya kişiyi saygınlık erozyonuna uğratmanın en kolay yolu DEAŞ ile aynı karede gösterme oyunu. Oyun tuttu mu, ağzınızla kuş tutsanız çaresi yok.
Siz misiniz, Irak ve Suriye'de olup bitene kayıtsız kalmayan?
Siz misiniz, Uluslararası Enerji Zirvesi toplayıp, büyük işlere kalkışan?
Siz misiniz, Şanghay İşbirliği Örgütü Enerji Kulübü'nün başkanlığını üstlenen?
Siz misiniz, rüzgârdan kömüre, jeotermalden nükleere kadar geniş yelpazeye yayılan.
Siz misiniz, Doğu Akdeniz'deki enerji denklemine giren?
E haliyle nasırına bastıklarınız her türlü çirkinliğe başvurabilirler.
Sabır, direnç, dayanıklılıktır esas olan...
Bunlar da gelir, geçer.
Yıllar sonra eserler konuşur.
Bu millet, kimlerin Berat'ının sağ tarafından verileceğini gayet iyi biliyor!
Allah, hayırlı işlere fırsat versin. Sel gider kum kalır!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA