TÜRKİYE yabancı teknik direktörler için değirmen gibidir. Yıllardır biri gider biri gelir. Daha ikinci gün Türkiye'yi çok sevdiklerini ifade ederler. Çünkü burada ilgi görürler, piyasanın üstünde para kazanırlar. Gün gelip kapının önüne konulduklarında ise ülkelerinde dostları ile kısa bir süre hasret giderir, Türkiye'den gelecek yeni teklifler için cep telefonlarını 24 saat açık tutarlar. Bir geriye dönüp bakalım. Lorant, Skibbe, Milne, Veselinoviç ve şimdi de Carvalhal.. Ortak noktaları oyun felsefeleri değil, başarısızlıktan yeni iş imkanı yaratabilme becerileri!
WERNER LORANT.. F.Bahçe'nin başında iken G.Saray'a 6 gol atınca tarihe geçmişti. Sonra F.Bahçe'den gönderildi. Ülkesine döndü başarısız oldu. Çapı belliydi Avrupa ölçeğinde üçüncü sınıf teknik adamdı. 2005-2006 sezonunda Sivas'a geldi. Oradan kovuldu, Kayseri Erciyes'e geldi. Burada da dikiş tutturamadı 2007'de Kasımpaşa ona kapıları açtı. O da olmadı.. Sonra gitti. Şimdi ne yapıyor bilinmiyor. Bilinen Türkiye'den kazandıkları ile emekliğini garantiye aldığı.
GORDON MİLNE.. Beşiktaş'ın efsane hocasıydı. Misyonu dolunca, yollar ayrıldı.. Sonra 1996'da Bursa çağırdı.. 1998'de de Trabzon.. Daha sonra sportif direktör olarak geldi Kartal'a.., 600 bin dolar alıp gitti. Bizi seviyordu! Biz de onu...
MİCHAEL SKİBBE.. G.Saray'a 5 attığı için gelmişti, gün geldi G.Saray 5 yedi diye gönderildi.. Almanya'ya döndü. E.Frankfurt'a eli değdi takım küme düştü. Bundesliga'da küme düşüren hocanın ödülü Eskişehirspor'da teknik direktörlük oldu. Takım iyi gidiyordu.. Parayı görünce memleket hasreti sardı, soluğu Hertha Berlin'de aldı. 5 hafta sonra kovuldu. Hertha Berlin önceki akşam küme düştü! (Not: Skibbe her an Karabük ile anlaşabilir)
TODOR VESELİNOVİÇ.. Sergen Yalçın asistansa o at yarışı profesörüydü. Altılı kuponlarının arkasına Fenerbahçe 11'ini yazardı. Kadıköy'de çok sevildi ama ya sonra... Fenerbahçe'den sonra Bakırköy ve Karşıyaka'ya gitti. O günlerde Türk futboluna ne kazandırdı? Koca bir hiç!
CARLOS CARVA LHAL.. "İyi adam" eksikliği çekiyormuşuz ki memlekette Portekizli teknik adam kapasitesinden daha çok bir yıl boyunca adamlığıyla kantara çıkartıldı. Gerçekten harika bir adamdı. Ben de ona hep destek verdim. Beşiktaş'ta hep emanetçi hoca oldu, işi zordu. Ortaya ne bir oyun felsefesi koyabildi ne takımını yarışın içinde tutabildi. "Başarısız" diye gönderilen Carvalhal ülkesi Portekiz'de ayağını uzatıp Süper Final maçlarını TV'den izledi ve belki de hiç boşaltmadığı valizini kapıp soluğu tekrar Türkiye'de aldı.
Türk futbolunun insan kaynakları yönetimi bu başarısız yabancı hocalara tekrar kucak açacak kadar yufka yürekli kalmaya devam ederse, bize Avrupa arenasındaki rakiplerimiz daha çok börekler açar.
