Herkes soruyor, "Beşiktaş nasıl kurtulur?" diye.. Borçlar, kötü haberler, gitmek isteyen yabancılar, parası indirildiği için isyan edenler, takımın başına gelmek için hergün demeç veren teknik adamlar, açlık grevi yapanlar vs... Herhalde Beşiktaş, Beşiktaş olalı bu kadar çalkantılı bir dönem yaşamamıştı. Hatırlıyor musunuz Quaresma imza atarken, İnönü Stadı'nda herkes mutluydu. Yıldırım Demirören, Serdal Adalı ve diğerleri.. Tribünler bağırıyordu: "Şımart bizi başkan, çıldırt bizi başkan".
Yıldırım Demirören kayıtsız kalmadı bu tezahüratlara.. Guti, Almeida, Simao, Fernandes... Dünya yıldızları artık Beşiktaş'ta oynuyordu. Herkes mutluydu. Demirören taraftarını çıldırtmıştı.. Ama olmadı.. Güzel günler bitti ve bugünlere gelindi.. Bugün Beşiktaş nasıl kurtulacak bu batatlıktan çıkacak mı söylemleri aldı başını gidiyor. O gün taraftarını mutluluktan çıldırtan Yıldırım Demirören bugün ise hedefte... İşte size yine siyah beyaz bir hikaye.. Beşiktaş, Türkiye'nin en önemli markası, değeri. Şartlar ne olursa olsun bunu kimse inkar edemez. Kurtuluşu elbette olacaktır. İyi bir planlama ile.. Bu yönetim çok tecrübeli değil.. Kendi içlerinde tam birliktelik sağlamış değiller. Sayın Başkan Fikret Orman'ın iyi niyeti şüphesiz. Ama başarı ekiple olur, başarı ekiple gelir. Beşiktaş için yapılacak en doğru çözüm profesyonel kadrolara takımın, kulübün teslim edilmesi. Reçeteyi yazacak ekip, hastayı iyice yatağa düşürmemeli.. 25 gündür bir teknik adam sorunu çözülemedi.. Daha "Yerli mi yabancı mı?" olsun diye teknik direktör konusunda papatya falları açılıyor. Artık bu işe bir nokta konmalı..
Beşiktaş'ın Avrupa'ya gitmeyecek olması mevcut rahatlamayı daha arttırdı. Oysa bu kulübün rahatlamaya değil A, B, C planlarına ihtiyacı var. 5 yıllık bir planlama ve sabır Beşiktaş'ı eski günlerine döndürecektir.. Aksini düşünmeyi kimse istemez..