Meclis'teki yeni yasama yılı töreninde Cumhurbaşkanı "algı operasyonları Türkiye ekonomisini büyüme yolundan alıkoyamaz" dedi.
Devamında "2023 hedefi olan 2 trilyon $ milli gelir, 25 bin $ kişi başı milli gelir ve 500 milyar $ ihracatın hayal olmadığını" vurguladı.
Dünkü konuşmada benim dikkatimi çeken, algı operasyonuna dair bu vurgu oldu. Nitekim son 2 haftada yoğunlaşan yeni algı operasyonlarının devreye alındığını görüyoruz. Toplumda "dolar, faiz, enflasyon kontrolden çıktı" algısı yerleştirilmeye çalışılıyor.
Yeni algı operasyonunun özünde, vatandaşın gelecek duygusunu zedelemek ve kaygı pompalamak yatıyor. Zaten doların tırmanışını "krize gidişat" diye algılayan Türk insanı, buna hizmet eden operasyonlarla panikletilmek isteniyor.
Doların çıldırtıldığı ocak ayında yine aynı yöntem kullanılmış ve 2.39'a dayanan dolar yüzünden faizleri 5.5 puan zıplatmışlardı. O dönemde "dolar 3 lira olur" başlıkları atanlar görmüştük. Oysa dolar çıktığı gibi inmiş, 2.10'un altına gerilemişti.
IŞİD'e yönelik operasyonlar ve mültecilerin 3.5 milyar $'ı aşan maliyetini gerekçe göstererek "IŞİD vergisi yolda" yayınları yapılıyor.
Notçular aracılığıyla Türkiye'nin kredi itibarının kalmadığı yalanı pompalanıyor.
Enerji zamlarının enflasyona 0.4 puan katkı vereceği iddiasıyla "yüksek enflasyon" beklentisi oluşturuluyor.
Cumhurbaşkanı'nın "içerden ve dışarıdan, gerek medya, gerek uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları eliyle yapılan algı operasyonları..." diye gündeme getirdiği bu olgu, amacına ulaşır mı?
Tabii ki hayır... Her operasyondan sonra daha da güçlenen baş etme silahlarımız oluştu. Bölgedeki sıkıntıları gösterip yarınımızı karartmak isteyenler işlerini yapıyor olabilir. Fakat bunların işe yaramayacağını kavramak için yakın geçmişi hatırlamak yetiyor.
Yeni algı operasyonları bizi yıkamaz. Ama insanımıza, ekonomimize maliyet yüklediği kesin...