Gazetecilikte bağlam sorunu giderek önem kazanıyor... Bunun temelinde gazetecilerin kendilerini bir ideolojinin temsilcisi gibi görmeleri ve her konuyu, konuşmayı, yorumu günlük siyasetin malzemesi haline getirmeye çalışmaları yatıyor.
Bu da manipülatif sorularla sağlanıyor.
Ne yazık ki amaç bir gerçeği ortaya çıkarmak, merak etmek ya da öğrenmek değil. Zihinlerdeki ön yargıyı onaylatmanın bir yolunu bulmak ve bunu gündelik tartışmalara referans verecek şekilde sunmak.
5N 1K'nın yerini şu tarz sorular alıyor: "Efendim! Aslında olaylar şöyle gelişti. Sonra bunlar oldu. Şimdi de şunlar olmalı değil midir?" Gazetecinin muhatabı, kendisine sorulan sorudaki yanıltıcı önermeleri temel alarak kendince teknik ve teorik bir yanıt veriyor. Ve o yanıt kişiyi kutuplaşma ve kavganın bir parçası haline getiriyor. Soyut olan ile somut olan; genel olan ile özel olan birbirine karışıyor.
Bunun önüne geçmek için gazetecilerin cevapları olduğu kadar soruları da yayımlamasında yarar var. Bu konuyu yeri geldiğinde çeşitli güncel örnekler vererek ve daha ayrıntılı bir şekilde işleyeceğiz.