Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ İBRAHİM ALTAY

Haber bağımlısı mıyız?

Cehalet her zaman bir erdem değildir. Öte yandan bilmenin de sonu yoktur. Bilgi sonsuzdur. Bu yüzden bilmek ve bilgelik farklı şeylerdir.
Basitçe anlatmak gerekirse... İnsan çevresinden haberdar olmak ister. Çevresi en dar anlamıyla kendi bedeni, en geniş anlamıyla evrendir. Fiziki ve metafizik evrenlerin hepsi.
Bu çevrenin önemlice bir kısmını çıplak gözle göremez, öz duyuları ile hissedemez. Bir duyurucuya, bir haber verene, bir haber getirene muhtaç olur.
İnsanın haberle kurduğu ilişki burada başlar. Haberleri takip ederiz. Bilmek isteriz. Yaşantımızla ilgili kararları bu 'bilgi' ile vermek isteriz. Hayatımızı bu haberlere göre şekillendiririz.

***
Fakat haberleri yapan genellikle biz değiliz. Haber kaynaklarımızı genellikle biz kontrol etmeyiz, edemeyiz. Maruz kalırız, etkileniriz. 'Medya' örneğinde olduğu gibi...
Vaat edilenle verilen her zaman aynı olmaz. Yazılan, çekilen ve aktarılan bütün haberleri okumak/izlemek bizi çevremizde olan her şeyi bilen kişi yapmaz.
O halde haberle ve haber kaynaklarıyla kurduğumuz ilişkiyi gözden geçirmeliyiz. Haberlere neden ihtiyaç duyduğumuzu unutmamalıyız. Önümüze konan her şeyi yeyip yutmamalı, haberle sağlıklı bir ilişki kurmalıyız.
En önemlisi 'bize lazım olanları' alabilmek için bilinçli ve dikkatli olmalıyız.
Çünkü, nedensellik bağı koptuğu andan itibaren insanın haberle kurduğu ilişki marazi bir hal alır. Özellikle akışın çok hızlı ve yoğun olduğu hallerde.
***
Bağımlılık kabaca bir kontrol kaybı; bir nesneye, olguya ya da şeye aşırı muhtaç hale gelmek olarak tanımlanabilir. Kişi bu 'şey' olmaksızın hayatını sürdüremeyeceğini, verimli olmayacağını düşünür. Onsuz kendisini 'eksik' ve 'yoksun' hisseder.
İnternet, teknoloji, oyun bağımlılıkları günümüzün en önemli sorunları arasında. Araştırmalar bu bağımlılıkların insan fizyolojisini ve psikolojisini maddi bağımlılıklar gibi etkilediğini gösteriyor.
Acaba pek çoğumuz 'haber'lerle de böyle bir bağımlılık ilişkisi kuruyor muyuz? Haber okuyup izlemediğimizde kendimizi kopuk ve çaresiz hissediyor muyuz? Hayatı haberin içinde kaybediyor muyuz?
'Haber bağımlılığı' adlı bir olgudan söz edebilir miyiz? Edebilirsek bunun belirtileri, nedenleri, sonuçları nelerdir? Nasıl teşhis edilebilir, nasıl tedavi edilebilir.
Tartışmaya bir an önce başlamakta yarar var.

***

UZMAN GÖRÜŞÜ

Lacivert dergisinin bağımlılık sayısında kendisiyle yapılmış güzel bir mülakata rastladığım Uzman Psikolog Ahmet Gedik'i arayarak konuyla alakalı düşüncelerini benimle paylaşmasını rica ettim. Şunları söyledi:
"Bütün bağımlılıkların arka planında haz alma, tatmin olma ve aynı duyguyu tekrar yaşama isteği yatmaktadır. Günümüzde internet ve bunun içinde yaygın olarak gözlenen 'haber alma' bağımlılığı, baskı ve stres altındayken durumdan kaçma davranışını 'sınırsız' olarak akıllı telefonlara ve tabletlere yüklenen sık kullanılan haber sitelerine tıklama eylemini işlevsel olmayan davranışlar ortaya koyma biçiminde gösterirler. Bu kişiler anlık 'haber alma' ve sürekli haber sitelerini takip etme bağımlılığı olmayanlara oranla daha fazla yalnızlık ve depresif duygu durum yaşarlar. Kişilerarası ilişkilerde ciddi problemler gözlenmektedir.
Bu tür 'haber bağımlılığı' gösteren bireyler, yoğun bir kaygı ve günü kaçırma endişesi içinde olduğu gözlenmektedir. Bu kaygı hali artarak, haberleri ve günlük gelişmeleri diğer sosyal medya araçlarından takip etme davranışını ortaya çıkarmaktadır.
Sonsuz bir bilgi hazinesi olarak görülen internetin ve haber sitelerinin faydaları muhakkak ki mevcut. Fakat bir düşünelim, günlük hayatın süreğenliği içinde değişken haber akışları ve bilgilendirmeler kontrolü imkansız olan bir algı mekanizması oluşturmaktadır. Bunu normal bir insan zihnin yorumlaması ve kaydetmesi çok zordur. Bu durumda zihinin, sürekli yeni bilgiyi almak ve ulaşmak için haz noktasında eşiği yükseltmesi ve günlük hayatın akışını engelleyen yeni bağımlılık alanlarını ortaya çıkarması endişe vermektedir."

***

OKURDAN KISA KISA

Bir okurumuz 19.09.2016 günü, saat 19.49'da gönderdiği mesajda şunları yazmış: "Dikkatimi çekti de; şort giydiği için dayak yiyen kadının haberini neden yapmadınız bugün? Baktım, gazetenizin hiçbir sayfasında olayla ilgili haber yok. Bu olay gazetenizde yer verilecek kadar vahim değil mi yoksa?" Okurumuz haksızlık ediyor. Bu şikâyetini Okur Temsilcisi'ne ilettiği saate kadar Sabah gazetesinin basılı ve internet versiyonlarında tam 11 haber yayımlanmıştı. Sabah sonraki günlerde de konuyu ısrarlı bir biçimde takip etti. Haberler yapıldı; Sabah yazarları konunun vehametine dikkat çeken yazılar kaleme aldılar.
Fahrettin K. adlı okurumuz Mehmetçik Afganistan'da Dar Gelirli Ailelere Kurban Kesti başlıklı video haberde Tuğgeneral Ayhan Saygın'ın soyadının Aslan olarak yazıldığını söylemiş ve düzeltme talep etmiş. Haberi geçen kaynak ajanslar gerekli düzeltmeyi yapmış, Sabah da yapmalı.
Kadın okurlarımız 22 Eylül 2016 tarihli gazetenin arka sayfasında manşet olarak yer alan ABD'de Kadın Polis Dehşeti başlığına itiraz ettiler ve şöyle dediler: "Polis erkek olsaydı 'erkek polis dehşeti' mi diyecektiniz." Haklılar. Bu tür cinsiyetçi kullanımları bütünüyle terk etmek gerekir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA