Türkiye'nin en iyi haber sitesi
STELYO BERBERAKİS

Mine Atina'da Mina İstanbul'da...

İstanbul'a giderek evlenen Yunan, Atina ya da Selanik'e gelerek evlenen Türk çiftlerin sayısı haber niteliği kalmayacak kadar çoğaldı. İnanıyorum ki bu modaya uyan ve ilerici, aykırı veya maceracı olarak tanımlanan çiftlerin mutlaka bir bildiği vardır.
Eskiden büyük haber olurlardı. Ama şimdi durum farklı. Sayıları o kadar çok ki... İstanbul, Atina ve Selanik'te kıyılan bu nikah ve düğünlerin birkaçına şahsen katıldığımda, gerek Yunanistan'a gelen Türk; gerekse İstanbul'a giden Yunan davetlilerin, aynı evlenen çiftler gibi çok mutlu olduklarını gözlemledim.
Çünkü Türkler ve Yunanlar, yıllardır "düşman toprağı" olarak öğretilen, suyun öteki tarafındaki ülkeye yakınlarının düğünü vesilesiyle gidip geliyor.
Üstelik davetli oldukları düğünde eğlenmenin yanısıra "düşman ülkenin" insanlarıyla da tanışma fırsatı buluyorlar...
Geçtiğimiz hafta biri Türkiye'den diğeri Selanik'ten birbirlerini tanımayan iki yakınımın bana telefon ederek söyledikleri, yukarıda sözünü ettiklerimle ilgiliydi.
Yakın arkadaşım Ankara'lı Mine, yavuklusuyla Atina'da evlenmeye karar vermiş. Keza bir başka yakın arkadaşım Selanik'li Mina da, kendi yavuklusuyla İstanbul'da evlenmeyi uygun bulmuş.
Her ikisi de bana, düğünlerine davetli olduğumu haber veriyor ayrıca "nerede ne yenir, nerelere gidilir" türünde bazı sorular soruyorlardı.
Mine'ye Atina'daki düğünü ve 40 kadar davetlisi için, Mina'ya da İstanbul'daki düğünü ve 100 kadar davetlisi için kendimce bazı tavsiyelerde bulunduktan sonra aklıma gerek İstanbul'da gerekse Atina ve Selanik'te katıldığım maceracı çiftlerin düğünleri geliverdi.

ORTAKLIKLARIN KEŞFİ

Her üç kentte de ayrı ayrı katıldığım düğünlere gelen davetliler birbirlerine ne denli benzediklerini olay yerinde gözlemliyorlardı.
Horon tepmeleri, müzik nameleri, hatta şarkıların bile Türkçe ve Yunanca olarak okunması karşısında haz duyuyor; düğün eğlencesi sanki "düşman toprağında" değil de kendi topraklarında yapılıyor hissini yaşıyorlardı.
Mine'nin Atina'daki Türk Başkonsolosluğu'nda kıyılacak nikahı ve buna müteakip eğlencesi mayıs ayında, Mina'nın İstanbul Fener Patrikhanesi'ndeki düğün töreni ve bunu takip eden eğlencesi ise haziran ayında yapılacak.
Bu düğünler sayesinde Atina'ya gelecek olan Türk davetliler Atina'yı ve insanlarını; İstanbul'a gidecek olan Yunan davetliler de İstanbul'u ve insanlarını tanıma fırsatını bulacaklar.
Ancak yanlış anlaşılmasın. Benim şahsen tanıdığım Mine ile Mina, herkesin masrafını karşılayacak kadar zengin değil. Her ikisi de sade birer vatandaş.
Kendi düğünleri için anavatanlarından uzakta ve karınca kararınca yapmaya karar verdikleri düğünlerine davet ettikleri yakınlarına bunu önceden hesap etmelerini söylüyorlar.
Bu yeni moda düğünlere katılmak isteyen davetliler ise kendi masraflarını kendileri karşılıyor, üstelik yıllardır merak ettikleri suyun öteki tarafındaki ülkeyi de tanıma fırsatını buluyorlar.
Mine ile Mina'ya maceracı, ilerici, cesur ve 'aykırı' ruhlarının her zaman tadını çıkarmaları ve mutlu olmaları dileğiyle...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA