Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Bir dergi, bir şair ve bir fuar

300. sayısını yayınlayan Arredamento Mimarlık dergisi, ‘Necatigil 100 yaşında sempozyumu’ ve yenilikleriyle Contemporary Istanbul...

Behçet Necatigil

11 Mayıs
2016
Bazıları özel isimlerin özel günlerde anımsanmasına kızıyor, biliyorum. Ama ben karşı değilim. Türk Şiiri, Modernizm, Şiir kitabını yazarken, Necatigil'le ilgili bir bölüm yazmamıştım.
Onun şiiri bir yanıyla bana uzak bir şiirdir. Ama bir yanıyla daima yakınımda tuttuğum, elimin altında bulundurduğum bir şairdir.
'Hani bir sevgilin vardı/ yedi sekiz sene önce/ dün yolda rastladım/ sevindi beni görünce' diye başlayıp, 'mesutmuş, kocasını seviyormuş,/ kendilerininmiş evleri.../ bir suçlu gibi ezik/ sana selam söyledi' diye biten 'Gizli Sevda' şiirini ilk dayımdan dinlemiştim. 10 yaşında falan. O radyoda dinlemiş, sonra bulmuş. Ben de dinleyince ezberledim. Sonradan bunun Evler kitabında yer aldığını öğrenecektim. O kitabı da, yıllar sonra, bir yaz tatilini geçirdiğimiz Yalova'dan Cağaloğlu'na indiğimde alacaktım: de yayınevi tarafından, hala sakladığım, elime almaya kıyamadığım nefis basılmış Şiirler kitabın bir bölümü olarak okuyup bu defa neredeyse tamamını ezberleyecektim.
Daha o şiirlerinde bile sözcük ekonomisinin doruklarındadır. Ama ben pek sevmem o 'çağ'ını 'dar' bulurum. Asıl önemli, sorunsal şiirini, doğal olarak sonradan yazmış ve şiirimizin zor burçlarından biri olmuştur. Ben de onu asıl o zaman sevmişimdir. En/Cam, Zebra, Kareler Aklar'dır benim için kitapları.
'Bu sabah, Küçükçekmece Belediyesi'nin düzenlediği 'Necatigil 100 Yaşında' başlıklı sempozyuma gittim, açılış konuşması için. Salon boş kalmasın diye öğrencileri doldurmuşlar.
Onlar da kendilerini futbol maçında sanıyor.
Islıklar, abartılı alkışlar. Nefret ettiğim şeyler. Bir süre sonra da yabancılaşıyorsunuz konuşurken.
Bu salona mı konuşacaksınız, sempozyum insanlarına mı? Çıkışta Prof. Haluk Oral'la bu işin yanlışlığı üstüne konuştuk. Bu arada öğrendim ve çok sevindim: Oral, Ataç ve 'Gizli Sevda'sı hakkında bir yazı hazırlayacakmış.
O zaman aklıma gelmişken söyleyeyim, 'Şiir Hikâyeleri' kitabını yazmış Oral bir yazı da Necatigil'in 'Bir Otel Otello' diye biten 'Zebra' şiirinin öyküsünü yazmalı...
Necatigil'in ömrü ve şiiri uzun olsun!

Arredamento Mimarlık

5 Mayıs 2016
Sabahleyin Bebek'e indim. Bir iki gazete aldım. Bu ayın dergilerine baktım. Ne kadar hazin, ne kadar şaşırtıcı.
Kültür-sanat dergisi yok. Yok! Bu kadar basit.
Bu ay Gösteri çıkmış. Galiba 35 yıla yaklaşıyor. Hami Çağdaş kardeşim o işi sürüklüyor. Onu aldım. Biraz karıştırdım.
Hiç fena değil. Derken Arredamento Mimarlık dergisini gördüm.
300. sayısıymış. Çok iyi bir sayı hazırlanmış.
Derginin ilk sayısı 1989'da yayınlandığından aradan geçen on yıllar boyunca Türkiye'nin gelişimi, dönüşümü irdelenmiş.
İlk günden beri genel yayın yönetmenliğini Prof. Uğur Tanyeli yapıyor.
Dergiye her ay yazdığı başyazılar ('Öngörünüm' adıyla çıkıyor) neredeyse hiç kaçırmadan okuduğum yazılar arasındadır. Şu anda hatırlamıyorum ama galiba bu yazıları toplamadı. Biliyorum, o profildeki insanlar başlangıçta yayınlanmış yazıların bir araya getirilip kitaplaştırılmasına direnir.
Ama belli bir süre sonra kazandığı 'panoramik' yapı nedeniyle o yazılar kitaplaştırılmalıdır. Bu yazılar da öyle.
Derginin kapağını Bülent Erkmen yapıyor. Akıl alacak iş değil. Nereden bulur o kadar çözümü aklım ermez.
Ama her zaman söylemişimdir. Başka bir yerde olsaydı, Erkmen, çağın en önemli sanatçılarından biri kabul edilirdi.
Öte yandan bu dergiyi, eleştirilerim var ama, onlar bir yana, bir 'kültür' dergisi olarak okuyorum. Türkiye'de örneği olmayan bir kültür dergisi. Doğrudur, mimarlık ağırlıklıdır, daha çok analitik yazı yer alsa daha iyi olur. Gene de bu yönüyle büyük bir olanak.

Contemporary Istanbul

16 Mayıs 2016
Kurumsal İletişim Direktörümüz Fecir Alptekin Sofa Otel'de benim de Yönetim Kurulu Üyesi olduğum Contemporary Istanbul fuarının diğer yöneticileriyle Sabah ekibini bir araya getirdi.
Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli fuarla ilgili bilgiler verdi.
İçindeyim, biliyorum. CI, dünyanın en önemli fuarlarından biri.
Bir fuar ama aynı zamanda bir kültür kurumu, CI. Türkiye'deki sanata sınırsız katkıda bulundu, son on yılda. Müzesi olmayan toplumumuza dünyanın en önemli sanatçılarının yapıtlarını sundu. Yurt dışından koleksiyonerler ve galeriler taşıdı. Yurt dışında etkinlikler gerçekleştirdi. Bu defa bizi dünyaya götürdü. Götürüyoruz.
Bu alanda atılan her adımın arkasında o var.
Bu yıl yeni bir yayın dizisi gündeme geliyor. CI. Önümüzdeki zamanlarda yeni fuarlar organize edecek.
Genç sanata ayrı bir yer ve önem verecek.
Konferans dizileri oluşturacak.
Ben hep şunu söyledim: sanatı görmek bir görsel bilinç oluşturur insanda.
Ama görsel bilinç kendisiyle sınırlı değildir. Toplumsal bilince dönüşür.
Sanatı görmüş insan, varsın sevmesin, artık başka biridir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA