Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

Oyak'tan 'Poyak'a!

Benim biçare aklım, ordunun ticaret erbabı olmasını hiçbir zaman anlayamadı. Otomobil üretmesini, bankacılık, sigortacılık yapmasını.
Çimento, demir-çelik satmasını, turizmci olmasını tuhaf buldum.
Eski zamanlarda OYAK Bank'a yolum düştüğünde, bankonun ötesinde omuzu apoletli bir amcanın oturduğu sanrısına kapılıp "Paşam bir havalemiz var," dediğimi düşünür ve kıs kıs gülerdim.
Lokantaya girip "Paşam çek bir pilav üstü döner," demek gibi bir şey!
Bu duruma gülerdim ama yaptığıma 'ağlanacak haline gülüyor' lafı cuk otururdu.
Çünkü 'kısa pantolonlu demokrasilerde' (uzun pantolonlularında zaten böyle bir garabet olamaz) para ile silahın aynı kişilerin eline geçmesi bazı organların yusuf yusuf yapmasını gerektirir! (Siz isterseniz buraya bir korku efekti ekleyebilirsiniz!) OYAK benzerlerinin Mısır, Suriye, Endonezya, Honduras, Nikaragua, El-Salvador, Şili ve Pakistan gibi 'kısa pantolonlu demokrasi' ülkelerinde bulunması tesadüf olmasa gerek.
Bu nedenle UPDİ'ler (uzun pantolonlu demokrasi isteyenler!) tarafından OYAK yıllarca eleştirildi. Çünkü 'ordu mensuplarının toplumsal statülerine uygun bir hayat yaşabilmelerini garanti altına alabilmek' için kurulan OYAK, zamanla kocaman bir holdinge, bir tür imtiyazlar ve dokunulmaz alanlar toplamına dönüştü. Yasayla desteklenen imtiyazlı bir yapısı oluştu. Hiçbir siyasi iktidar 'ordu holdingi'ne dokunamadı.
Hukuken gri bir alanda kaldı. Ordunun politik güç olduğu bir ülkede, onun holdinginin avantajlar elde etmemesi mümkün değildi. 'Emir, demiri de serbest piyasayı da kesiyordu!' Mesela, diğer sosyal güvenlik kurumlarının SSK'nın mali kaynaklarını yatırıma yönlendirmesi konusunda sınırlar varken, OYAK Kanunu'nda bu tür sınırların uzağında kalabiliyordu.
Şirketlerden OYAK'a aktarılan gelirlerde OYAK her türlü vergi muafiyeti ve bir dizi daha avantaj 'apolette keklikti!' OYAK'ın, Danıştay saldırısında delilleri karartmakla suçlandığını da hatırlatayım.
Tüm bunları niçin yazdım? Geçen gün bir haber vardı. "Polislerden 32 milyonluk dev su yatırımı!"
Polis Bakım ve Yardım Sandığı (POLSAN ) 32 milyon TL 'lik yatırımla su sektörüne giriyormuş.
İş tabii ki bu kadar değil.
Sandığın, Poltek, Polsan İnşaat, Polpet, Polsan Turizm, Porsan Portföy, Bolu'da AVM, Ankara Sigorta gibi envai çeşit şirketi var. Su işi bu gelişmenin son halkası. Yani şimdi de polisler yani yine başka bir silahlı kurum, ekonomik alanda yer almaya çalışıyor.
UPDİ'lerin, "Umarız bu işin de suyu çıkmaz! OYAK gitti geldi POYAK" diyecekleri bir durum söz konusu.
Çünkü orduyla doğrudan organik ilişki içindeki bir yapının, ordunun bir kurumunun iktisadi alanın içinde olması ne kadar garabetse; polisle organik ilişki içindeki bir yapının da iktisadi alan içinde yer almasa o kadar garabettir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA