Dağıtanları, ağlayanları da. Alkol, biraz çakırkeyf kafayla söylenirse 'alkool' dediğin bünyenin gerilimini alan, hafiften 'güzelleştiren' bir likittir! Evet, şair Metin Eloğlu'nun dediği gibi "Şişede durduğu gibi durmaz ki kafir/ tutar insana yaşamayı sevdirir." Yani aslen gerilim politikasından değil 'komşularla sıfır sorundan' yanadır. Ama tüm sıvılar gibi bulunduğu kabın şeklini alır! Yani kimin içtiği önemlidir. Aslında bu özelliğiyle insan sarrafıdır. İnsanın hasını da, 'koftisini' de faş edebilme potansiyeli vardır!

Son olarak Bilgi Üniversitesi'ndeki şenlikte, belediyenin ve kimi 'sosyal bünyelerin' baskısıyla bira yasaklandı. Yasakçıların çevreye astığı pankartların birinde, yine "Alkol bütün kötülüklerin anasıdır" sözü var. Kimse alınmasın, bu söz proteinsiz: Madem milleti alkolden soğutacağız, proteinli bir söz bulalım. Çünkü millet 'cin olmuş. Münafıklık para ile değil! "Kardeşim, Almanlar su yerine bira içiyor. Bira kötülüklerin anası ise Almanya'nın kötülük denizinde çoktan boğulması gerekmez mi?" diye sorarlarsa. "Alman faşizminin kaynağı biradır!" deriz ama yemezler. Veya, "Kimi Müslüman ülkelerde alkol yasak ama neden adaletsizlik, eşitsizlik sürüyor" derlerse. Ayrıca bütün kötülükleri alkolün sırtına yüklemek haksızlık değil mi? Alkol 'anası' ise esrar, fuhuş bunun gayrimeşru çocukları mı? Hadi diyelim ki doğru. "Peki güzel kardeşim, bunun bir babası yok mu? Hep anasını soruyorsunuz da, babasını niye sormuyorsunuz?" demezler mi? Neden hiç, "Fazla para kötülüklerin anasıdır!" Neden hiç, "Kapitalizm kötülüklerin anasıdır," Neden hiç, "Fazla güç kötülüklerin anasıdır," Neden hiç, "Otoriter devlet kötülüklerin anasıdır," demiyorsunuz demezler mi? Derler. Çakırkeyfi de, Hasankeyf'i de sevenler var! Galiba en hayırlısı, herkesin 'kendini bilmesi.' Bireyin de, 'sosyal bünyelerin' de.