Bu seçimlerin öncesinde başlayan büyük bir organizasyon vardı. Hala da devam ediyor. Türkiye tarihinde hiçbir seçimde yabancı medya yerli medya ile bu kadar kol kola bir seçim kampanyası yürütmedi.

Hürriyet, Zaman, Sözcü, Posta, Aydınlık, Yurt, Birgün, Sol, Yeniçağ gazeteleri kadar, The Guardian, New York Times, Reuter, BBC, CNN gibi medyalar da AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine var gücüyle çalıştı.

Gezici'ler "Kutsal devrimlerinin" ikinci yılını bile anmadı. 1 Mayıs'ta bile "Taksim direnişinden" çarçabuk vazgeçildi. Gezi'nin "Çiçek çocuklarının" yerini bu kez 'KCK Gençlik' aldı. Yol kesen, Molotof atan, 6-8 Ekim'de 'Kobani' deyip Kürt gençlerini linç edenlere, seçim sürecinde "Çiçek çocuk" payesi verildi.

Daha enteresanı, HDP mitinglerinde Türk bayrakları açıldı. Bu güzel bir gelişme ama düne kadar gönderden indirilen bayrak aniden ellerde "sallanmaya" başlandı.

Bu "bayrak değişimine" en büyük güzellemeleri de "Türkiye Türklerindir" sloganlı gazete yaptı.

HDP çizgisinin girdiği hiç bir seçim kampanyasında bunca yıldır Türk bayrağı açılmıyordu. Açılması teklif dahi edilemezdi. Öyle ki kimi zaman kongrelerinde bile Türk bayrakları indirilirdi.

Fakat bu seçimde Güneydoğu mitinglerinde dahi Türk bayrağı açtılar.

MHP, seçim döneminde HDP ile hiç uğraşmadı. Hatta aynı sloganla girdiler seçime; "Seni başkan yaptırmayacağız!"

CHP'nin bile yumuşattığı Erdoğan düşmanlığı dilini, HDP ve MHP birlikte sahiplendi.

Adeta yarıştılar "Kim daha büyük Erdoğan düşmanı?" diye.

Ulusalcı geçinenler, Paraleller ve Doğan medyası HDP'nin ne kadar "cici", "saz çalan", "Çevreci" ve "Türkiyeli" bir hareket olduğuna anlattı durdu. Kandil'den "yere izmarit dahi atmayan" çevreci bir örgüt olarak bahsedildi.

6-8 Ekim olayları ve katledilen 50 Kürt'ün acı öyküsü unutturuldu, HDP temize çıkarıldı.

Gelelim bugünlere.

Milletin, koalisyon için herkesi herkesle görüşmeye mecbur ettiği bir süreçteyiz. Mesela ABD'den gelen bir heyet MHP ile görüştü. TÜSİAD heyeti MHP ile görüştü. CHP ile de görüşüyor MHP.

Görüşsün sorun değil.

Ama aynı MHP, arkasında yüzde 52'lik halk desteği olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'la "Görüşmeyeceğini" açıklıyor. Onun görevlendireceği insanlarla "Görüşürüm" diyor.

Seçimden önceki iddiasının, (En büyük Erdoğan karşıtı benim) arkasında durduğunu ispatlamaya çalışıyor. Ya da AK Parti ve MHP tabanlarının sıcak baktığı bir koalisyon için "Pazarlık gücünü" yükseltiyor.

Hangi sebeple olursa olsun millet MHP'den, Ahmet Necdet Sezer'e, Demirel'e gösterdiği kadar Erdoğan'a da "Asgari nezaket ve saygı göstermesini" bekliyor.

Millet, Demirtaş'ın saygısızlığını ona yakıştırabilir ama "Devlet" Bey'in saygısızlığını yakıştıramıyor.

Erken seçimden korkan ve "Koalisyon" için didinen partilerin hepsinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sosyolojik karşılığını tanımadan hareket etmesi onlar için tehlikedir.

Erken seçimden bile önce "kaybedebilirler" çünkü…

NOT: Mısır'da ilk kez halkın oyları ile seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye, ABD, AB ve Suudi Arabistan destekli darbeciler ikinci kez "İdam kararı" verdi. Türkiye'nin 55 yıl önceki günlerini hatırlatıyor Mısır. 'Tahrir'de başardıklarını 'Taksim'de yapamamışlardı. "Müslümanlar demokrasi isteyemez, isterse sonu böyle olur" diyenleri görmeyen kaldı mı?