Ülkemize gelen yabancı futbolcuların büyük çoğunluğunun yaşadığı kısa sürede başlayıp süratle ivme kazanan önlenemeyen fiziki düşüşleri yeri geldikçe vurguluyorum. Bu olumsuzluğun tabii ki çeşitli nedenleri var. Taraftarlar, yabancı futbolculara duydukları hayranlıktan olaya pembe gözlükle bakıyorlar. Medyada düşük performanslara prim tanınıyor. Yayıncı kuruluş haklı olarak malının değerini yükseltmek için bu futbolculara düşük katkılara rağmen sürekli övgüler yağdırıyor. Kulüp yöneticileri de verdikleri yüksek paraların karşılığını alamadıkları halde hesap sormuyorlar. Bazı takımlarımızın yabancılarının şöyle bir analizini yapalım...
G.Saray'da Melo'ya laf yok.Chedjou, Telles ve Bruma fizik açıdan yeterli değiller. Pandev ve Dzemaili ise tükeniş içindeler. Ülkemize gelen en kariyerli futbolculardan bir tanesi olan Sneijder'de düşüş var. Ama üstün kalitesiyle ve hırsıyla kopuk kopuk futbol oynasa da sesini duyuruyor. F.Bahçe'ye baktığımızda Sow, Emenike, Webo, Kuyt ve Meireles bu sezon fiziki açıdan hiç iyi durumda değiller.
Beşiktaş'a bakalım. Atiba'yı ayırıyorum tam bir profesyonel, hep kuvvetli. Sosa ancak nefes nefese idare ediyor. Takımın olmazsa olmazı Demba Ba ise hayal kırıklığı yaratıyor. Demba Ba önemli özelikleri ile çok iyi bir santrfor. Fizik olarak istenilen düzeye gelemediğinden Chelsea'de genelde yedekti. Bu sezon başı İngiltere'deki fizik gücüyle Beşiktaş'ta iyi bir başlangıç yaptı. Sonra tahmin ettiğimi gibi düşüşe geçti. İddia ediyorum eğer Demba Ba düşüşü yaşamasaydı Beşiktaş bugün ligin zirvesinde, UEFA'da da çeyrek finalde olurdu.
Trabzon'a bakalım. Önemli transferlerden Waris ortalarda yok. Geçen sezon Fransa Ligi'ndeki performansı ve golleriyle ses getiren, kupa finalinde de takımı Guingamp'a zaferi getiren Yatabare yokları oynuyor. Usta golcü Cardozo gol atıyor. Ama son derece hareketsiz oynuyor. Üst düzeydeki liglerde bugünkü durumuyla görev yapsa nefes dahi alamaz. Yetenek açısından orta sahayı organize etmesi beklenen, teknik kapasitesi yüksek Constant'ın ise düşüşü ve yarattığı sıkıntılar da ortada. Affedilse bile kadroya girmesi çok uzak.
Kasımpaşa'ya bakalım. Malki artık yedekten oyuna giriyor. Kalitesi tartışılmayan Babel, sadece 10-15 dakika görüntüye giriyor. Geçen sezonun ilk yarısının flaş ismi Scarione adeta yürüyor.
Bir de gündem de Diego olayı var. Öncelikle bu transfer yanlış bir tercihti. F.Bahçe'nin kadro yapısı kesinlikle Diego'ya uygun değil. Kaliteli 10 numara Diego'nun katkı sağlaması için ileri uçta kenarlarda adam eksilten kanat forvetleriyle, sırtı karşı kaleye dönük oynama özelliklerine sahip santrfor olması gerekir. F.Bahçe'nin forvet hattında bu tip oyuncular yok. Ayrıca İsmail Kartal da ilk 11'e görev vermede oyundan çıkarmalarda Diego'yu kazanmak yerine kaybetmeye yönelik hamleler yaptı. Bir önemli konu daha var. Diego bir duran top ustası. Onun oynadığı maçlarda direkt kaleye vurulacak ortadan kazanılacak frikikleri ya Emre ya da Caner kullandı. Ne yazık ki bizim futbolcular bu komplekslerini aşamıyorlar. Bu konuda bir canlı örnek de son Lüksemburg maçında yaşandı. Son dakikalarda kazanılan yarım penaltı gibi frikiği Selçuk'un Hakan Çalhanoğlu'na bırakmayışı! Diego aradığı morali ve huzuru bulamayınca zihninde F.Bahçe'yi bitirmiş ki TFF'ye bu şikayeti yaptı. Şimdi değerli okuyucularımın bana soracakları soruyu biliyorum: 'Neden bu yazdıklarını gündeme getirdin?' Çünkü yabancı sınırlaması kalktı. Bakalım kulüplerimiz çok iyi düşünüp mü planlama yapacaklar. Yoksa paraları çar çur mu edecekler... Cevabı çok merak ettiğim için bunları yazdım.
