Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Yerel "Başkanlık" seçimi..

Şimdi İstanbul'da Kadir Topbaş, Mustafa Sarıgül'ü mü yendi?. Ankara'da Melih Gökçek, Mansur Yavaş'ı mı geçti?.
Kağıt üzerinde öyle.. Seçimin adı "Büyük Şehir Belediye Başkanlığı!.." Adaylar da bunlar..
Peki seçim kampanyası bunlar üzerinden mi yapıldı?. Seçmen kafasında bu isimleri tartıp da mı oy verdi?.
Gülüyorsunuz değil mi?.
Öyle bir kampanya yoktu çünkü..
Neden yoktu?.
Çünkü bu ülkede, "Politika nedir, seçim nasıl kazanılır"ı bilen bir tek lider vardı da, ondan..
Türkiye karizmatik liderler ülkesi.. İnsanlar, partiler, programlardan çok, karizmatik liderlerin peşinden giderler ve onlara oy verirler..
Esas bu değil mi?. Şimdi bu esas içinde bakalım..
İstanbul'da Kadir Topbaş mı karizmatik, yoksa Mustafa Sarıgül mü?.
Seçim başka unsurlardan soyutlanmış, bu ikisi arasında geçerse, Sarıgül İstanbul'u alabilir mi?.
Alabilir!.
Ankara'da durum daha tehlikeli AKP için.. Melih Gökçek en yıpranmış, en az sevilen Belediye Başkanlarından biri. Mansur Yavaş ise popüler bir tip. Sağ kökenli olduğu için, merkezin ve sağından da oy getirecek. Gökçek'i geçebilir..
İstanbul ve Ankara, AKP iktidarının kaleleri.. Buralardaki kayıp, ilk genel seçimlerde çözülmeye sebep olabilir.
Yani, sadece yerel değil, genel olarak da önemli.. Yani kazanılmalı.. Peki nasıl olacak bu?.
Madem iş yerel mücadeleye ve yerel adaylara kalırsa, sandık tehlikeye giriyor.. O zaman mücadeleyi AKP'nin en güçlü olduğu, her seçimde rakiplerine fark attığı alana çekmek gerek..
Yani liderler mücadelesine..
Yani, sandıkta, Topbaş- Sarıgül, ya da Gökçek- Yavaş değil, Recep Tayyip Erdoğan ile, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli yarışmalı.. Seçmene o görüntü verilmeli.
Bugüne dek, yerel, genel, referandum, adı ne olursa olsun, girdiği tüm seçimleri kazanmış Tayyip Erdoğan, bunu da götürür çünkü..
AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan tüm seçim stratejisini bunun üzerine kurdu. Her yerde, her mitingde, her TV programında o konuştu. Sabahın köründen, gecelerin yarısına kadar konuştu. Sesi kısılana kadar konuştu.. Böyle yaparak, rakiplerine de bir tuzak kurdu..
"Bakın, AKP adına vitrinde ben varım. Benimle uğraşın.."
Ellerinde cemaatin sağladığı "Kozlar" olan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, zerre liderlik vasıfları, zerre politika bilgileri olmadığı için bu tuzağa balıklama atladılar. Ortada bir yerel seçim olduğunu unuttular.. "Bu seçim sonunda Recep Tayyip Erdoğan'ı yıkarız" hayallerine dalıp, tüm seçim kampanyasını, "Yereli nasıl kazanırız" değil, "Recep Tayyip Erdoğan'ı yıkıyoruz ha" üzerine kurdular. Başbakan, onların bu hallerini için için gülerek seyretmiş, ertesi günkü konuşmalarını onları daha da tahrik etmek ve daha da tuzağın içine çekmek için hazırlamıştır sanırım.
Dün 19 Şubat'taki yazımdan alıntı yaptım sizlere..
O yazı "Yahu Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli, yolsuzluk, molsuzluk diye seçim kazanma hayallerinden vaz geçin. Bu milletin zerre aldırmadığı, hatta bıkıp usandığı konulardır onlar..
"Yolsuzluk Dosyaları" demokrasi tarihine paralel gelişmiş, durmadan böyle dosyalar ortaya atılmış, bu ülke gazeteciliğin dosya açıklamak olduğu sanılan dönemler yaşamıştır. Millet yolsuzluktan da, dosyadan da bıkmış, bıktırılmıştır. Seçmenin bu laflardan zerre etkilenmediğini de gene demokrasi tarihimiz ortaya koymuştur. Örnek Süleyman Demirel" demiştim.. Siyasete adım attığı gün, dosyalarla Amerikan adamı, Morrison Süleyman diye tanıtılmış, ama o seçimleri Çoban Sülü olarak kazanmıştır. Kardeşleri, yeğenleri akrabaları mahkemelere verilmiş, hatta mahkum olup hapislere düşmüş, ama o girdiği her seçimi kazanmış, asker tarafından iki kez silindiği (Silindi zannedildiği, daha doğru) dönmüş gene fark atmış, gene başbakan, sonunda Cumhurbaşkanı da olmuştur.
Bu ülke siyasi tarihine de adı "Bir Bilen" olarak geçmiştir..
Çoban Sülü ve Bir Bilen!..
Bunu bilmeyen iki lider (!) vardı ülkede.. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli..
Bilen Recep Tayyip Erdoğan onları, güçlü olduğu, kazanacağını bildiği kendi oyunu içine çekti ve yendi.
Seçimin özeti budur..
Şimdi..
Yarın devam edelim mi?.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA