(Otomobil sanayisi uzmanı İskender Aruoba, "Yerli otomobil tartışması"na bakışlarını, bugün bitiriyor.)

Otomobil, en başta, fayton çeşitlerinden bozarak yılda birkaç yüz adet yapılabilirken; 1900'lerde "yürüyen montaj hattı" ile ucuzlayarak çok daha büyük kitlelere ulaştı.
2. Dünya Savaşı'nda milyarlık bir sektör oldu. Devletler otomobili milli endüstri gelişsin ve refah tabana yayılsın diye desteklediler; Franko Seat'ı, Hitler VW'yi, Nasır Ramses'i, Cemal Gürsel Devrim'i ve General Park da Hyundai'yi yarattı.
Ötekiler dünyayı saran markalar olurken Ramses ve Devrim'in niye öldüğünü sosyologlar bilmeli.
Bugün devletimiz bir şeyler yapmak arzusunda. Sadece arzu ile olmuyor tabii. Bilgi ve tecrübe gerek.
Birileri Bakan Işık'a "3 ayda yerli otomobil yaparız" diyorsa, bir problem var demektir.
Çözüm; diğer markalarda olduğu gibi, Devlet desteğini "Yerli Bilgi" ile buluşturmaktadır. Burada önemli husus; "Tek atımlık barut" ile yola çıkmamaktır.
Güney Kore, 1970'lerde montaj yapan tüm fabrikaları (4 marka) "Yerli Marka Yapım" için destekledi; O dönemde biz Kore'nin 2 misli otomobil üretiyorduk. Bugün Kore Dünya 5'incisi. Biz 17'nciyiz. Arkamızdan az bir fark ile gelen İran'da iki tane "Yerli otomobil" var. Samand ve Saipa.. İran kendi markalarını 4 ülkede monte ediyor. Ayrıca Sharif ve Amir Kabir üniversitelerinin önderliğinde ve Sanayi Bakanı Mohammed Reza Nematzadef'in limitsiz destek paketiyle 2 farklı Elektro-Hibrid otomobil yapmak üzereler.
ABD, ultra hızlı tren yapımı ihalesinde ilk 3 teklifi birden destekledi.
Atatürk, Cumhuriyetin Türk tüccarlarından yüzlercesini destekledi; Aralarından Vehbi Koç çıktı.
Kıssadan hisse.. Ülkemizde de "Desteklenen Milli Marka" asla tek olmamalı ve devlet var olan tüm "Yerli İnavasyonlar"ı (Değiştirme, Yenileştirme, İyileştirme) desteklemelidir. İstenen net bir "Yerli otomobil tarifi" ile belirlenirse; zaten olabilecek proje sayısı 3'ü, 5'i geçmez. Ancak "Neyi, nasıl ve kime" yapacaklarını çok iyi bilenler "Babayiğitlik" e soyunabilirler.
Piyangodan büyük ikramiye çıkar gibi, tek bir proje desteklenirse bugüne kadarkinden daha büyük bir hayal kırıklığı olabilir.
Herkesin satın alacağı "Küresel ve özgün" markalar yaratmak için kalite ve fiyat uygunluğu yanında "Yatırım maliyeti" düşürmek için de çok farklı ve yeni bir "üretim tekniği" geliştirmek gerekir.
Bunlar dikkate alınmaz ve sadece "yapmış olalım" diye "3 ayda otomobil" yapılırsa; muhtemelen satılmaz ve bir daha da otomobil veya endüstrinin en tepesindeki ürünlerden hiçbirisi bir "Dünya markası" olamaz.
"Babayiğit taklitleri" de ithalata ve montaja devam ederler.
Otomobilin "Yerli" olması sadece "Otomotivde ekonomik bir fenomen" olmakla kalmayacak, sanayici ve tüketici, "Biz de yapabildik!" diyecektir.
O zaman Cumhurbaşkanının tarif ettiği "Özgüven" diğer sektörlerde de kazanılacaktır.