Tam da benim sütunumun yanındaki resmi ve başlığı görünce nasıl gülmem tuttu. "Gör de inanma/ İnek çatıya çıktı" diyor, başlık. Resimde de, kiremit çapraz çatıda otlayan iki inek. Meğer arkadaki çayırda otlayan inekleri öyle bir açıdan çekmiş ki, fotoğraf sanatçısı, öyle görünüyor.
Peki niye güldüm?.
Fenerbahçeli olduğu halde, 2000 öncesi zafer yıllarında Galatasaray'a arka arkaya dostum Yusuf taşıdı, Duru Turizm diye.. Gittiğimiz yerlerde en iyi yerleri bilir, özellikle lokantalar konusunda müthiş tavsiyelerde bulunurdu.
Bir defasında Paris'teyiz, "Seni çok güzel bir Paris Lokantası'na götüreceğim" dedi. İnancım tam.. "Peki" dedim. Bindik arabaya yüksek bir binanın önünde indik.
Kapıdaki restoran tabelasında "Boeuf sur le Toit" yazıyor.. On paralık Fransızcamla, Boeuf'ün öküz olduğunu biliyorum. Yusuf "Çatıdaki Öküz" diye hepsini söyledi.. Keyifle çıktım asansörde..
Restorana girdim ki, başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Çatıdaki Öküz, gör de inanma "Balık" restoranı, iyi mi?.
.. ve ben deniz mahsullerinden nefret ederim..
Yusuf'a döndüm..
"Çatıdaki öküz galiba ben oluyorum, bu durumda" dedim..