Hafta sonu yazımda, vatandaşın her kanalda 24 saat durmadan kandırılmasına göz yuman RTÜK'u , RTÜK'ten sorumlu Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş'a şikayet etmiştim..
15 dakika süren reklam araları.. "Az sonra birlikte olacağız" anonsundan 15 dakika sonra, yayına kapanış jeneriği ile dönülmesinin bizleri nasıl eşek yerine koymak olduğunu örnekleriyle anlatmıştım.
Ayni gün RTÜK Üyesi Süleyman Demirkan dostumuz aradı.
"Şikayetleriniz çok haklı ve bize yol gösterici" dedi.. "Bu reklam işine köklü bir çözüm getirmek üzere kolları sıvamamız gerekiyor.."
Sonra yazımdaki bir maddi hatayı düzeltti..
"Reklamlardaki RTÜK payı, yüzde 5 değil, yüzde 3'tür. O da zaten doğrudan Maliye'ye gider.."
Yasal olarak öyle de, Sevgili Demirkan, bütçeyi hazırlayanlar RTÜK'e ne vereceklerini planlarken, RTÜK'ten gelenlere de bakarlar tabii.. Sağ cep, sol cep meselesi.

*** Şimdi bu şikayetim doğrudan RTÜK'e o zaman..
Haber kanalları bir çirkinlik, bir ayıbı daha gelenek haline getirdiler.. Haberi verirken görüntüye giriyorlar. Sanıyorsunuz haberin görüntüsü.. Yalan.. Bizi gene eşek yerine koyuyorlar. Arşivden çektikleri ayni görüntüyü basıyorlar ekrana, beş yüz kere..
Hava Kuvvetleri DAEŞ'i hergün bombalıyor. Haberi her gün veriyorlar. Her gün ayni görüntüyü yeni havasında sokuşturuyorlar, utanmadan, sıkılmadan..
Bunlarda insanlık da, habercilik de kalmamış. Anladıkları tek şey ceza..
O zaman arşiv görüntüsünün üzerine "Arşiv" yazmayana, verin cezayı acımasız..
Biz eşek değiliz, utanmaz haberciler..
İnsanız be!..
Yetti, sahtekarlıklarınız!.