Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Sakın şirketten patrona para çektirmeyin

Yeni Türk Ticaret Kanunu'nu (TTK) değiştirttikleri için bazıları çok sevinçliler. Ama hâlâ farkında olmadıkları bir konu var. O da, kanunda ısrarla değiştirttikleri "şirketten para çekme" maddesinin şimdi eskisinden daha ağır bir ceza getirdiği. Ağırlaşan bu cezanın farkında değil hâlâ onlar.
Yeni TTK'nın ilk halinde şirket faaliyetleriyle ilgili olmadığı takdirde para çekmek yasaklanmıştı. Bu kuralı ihlal edenlere 300 güne kadar adli para cezası verilebilecekti. Şimdi kanunun baskı sonucunda değişen halinde ise şirketten para çekilebilecek ama şirketten para çekildiğinde eğer bir alacaklı suç duyurusunda bulunursa yönetim kurulu üyeleri Ceza Kanunu'nun 155'inci maddesine göre 7 yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılabilecek.
"Parayı patron çekiyor, niye yönetim kurulu üyeleri yedi yıl hapis yatacak" diye sorabilirsiniz. Patron değil yöneticiler hapis yatacak çünkü yeni yasada değişiklikler yapılırken, TTK 562'nin 5c fıkrası "358'inci maddesine aykırı olarak şirkete borçlananlar" diye düzenlenmişken, yapılan son değişiklikle bu fıkra "358'inci maddesine aykırı olarak pay sahiplerine borç verenler" olarak değiştirildi. Böylece şirketten para çeken patron yerine, şirketten para çekilmesine izin veren yönetim kurulu üyesi ve şirket yöneticisi hapse girecek.
Gelelim yeni TTK'nın, değiştirilen maddeleriyle, daha öncekinde hiç olmayan hapis cezaları getirdiğine…
Yeni TTK'nın değiştirilmesine ilişkin TBMM Adalet Komisyonu'nun 1/630 sayılı raporuna göre, şirketten para çeken patronlar değil, bu defa para çektiren yönetim kurulu üyelerinin tümü güveni kötüye kullanma suçundan yedi yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezasına çarptırılacaklar. Değiştirilen 358'inci madde gerekçesinde şöyle deniliyor:
"Maddeyle, borçlanma yasağı yumuşatılmış ancak kaldırılmamıştır. Maddede yapılan değişiklikle ortakların ve şirket yöneticilerinin acil kaynak ihtiyaçlarının şirket varlıklarından karşılanabilmesi mümkün hale getirilmiştir.
Buna karşılık söz konusu maddede yapılan değişikliklerle şirket ortaklarının ve yöneticilerinin şirket varlıklarından sınırsız olarak borçlanmasına imkân tanındığı sonucuna da ulaşılmamalıdır. Zira bu husus, bu kanunun temel ilkelerinden birisi olan sermayenin korunması ilkesine ters düşmektedir. Borçlanma yasağına ilişkin söz konusu düzenlemelerin yapılmasındaki amaç, şirket ortaklarının ve yöneticilerinin acil ihtiyaçlarının makul bir vade içerisinde, şirketi zarara uğratmayacak şekilde karşılanmasıdır.
Diğer taraftan, şirket varlıklarının uzun süreli ve yüksek oranlarda ortaklar veya yöneticiler tarafından (borçlanmak suretiyle) kullanılması söz konusu maddelerde yapılan değişikliğin amacına uygun olmayacaktır. Bu hali "şirketin içinin boşaltılması" veya "şirketin hortumlanması" şeklinde tanımlayabiliriz.
Bu durumda, yani şirket varlıklarının uzun süreli, yüksek oranlarda ve karşılıksız olarak borçlanma adı altında şirket ortaklarına veya yöneticilerine kullandırılması halinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 155'inci maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunun veya bu şekilde gerçekleşen borçlanma sonucunda şirketin iflası halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 161'inci maddesinde düzenlenen hileli iflas suçunun oluşabileceği açıktır."
Yasayı değiştirttik diye sevinenlere işte bu nedenle hatırlatmakta fayda var. Hiç sevinmeyin, işler sizin için daha kötüye gitti. Bundan böyle maaşını alamayan bir çalışan ya da diğer alacaklı "patron şirketten para çekti, benim maaşımı ödeyemiyorlar" diyerek suç duyurusunda bulunursa işler karışabilir. Dolayısıyla eğer patron para çektiyse ya da eğer patronun şirkete borcu varsa bu borcu patronlarına hemen kapattırsınlar, aksi takdirde bir suç duyurusuyla yöneticiler yedi yıl hapis yatabilirler.
Şunu da hatırlatalım... TTK'da yapılan bir değişiklikle hatadan son anda dönüldü. 84 bin muhasebecinin ekmeğiyle oynayanlar, acilen verilen bir önergeyle tekliflerini geri çektiler. Böylece denetçi olabilmek için yeminli mali müşavir (YMM) ile serbest muhasebeci mali müşavir (SMM) arasında yaratılan fark kanundan kalktı.
YMM olan AK Parti Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli ve yine YMM olan CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi'nin ortak imzasıyla Plan ve Bütçe Komisyonu'nda verilen düzeltme önergesiyle, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 6'ncı maddesinin 4. fıkrası yürürlükten kaldırıldı fakat bağımsız denetçilerde yetkilendirmenin meslek mensubu olanlar arasından kamu gözetimi kurumu tarafından yapılacağı belirtiliyor.
SMM'ler bu haksızlığın peşini kesinlikle bırakmasınlar. Çünkü kamu gözetimi kurumunu yine YMM'ler ele geçirip, sizleri bu kez kurum yoluyla saf dışı bırakıp ekmeğinizi elinizden alabilirler. Ne de olsa iki partinin grup başkan vekili de YMM oldukları için kendilerine gene sizin ekmeğinizle oynayacak açık kapı bırakıyorlar. TTK'daki değişikliğin peşini bırakmamakta fayda var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA