Koç, Bodrum'da düzenlenen TÜSİAD YİK toplantısında yaptığı konuşmada, küresel ısınma ve küresel ekonomik krizin dünya gündemini etkileyen iki fenomen olduğunu, iki fenomenin de birdenbire ortaya çıkmadığını, geleceklerini önceden haber verdiklerini, ancak ülkelerin iç dinamikleriyle ilgilenirken bu gerçeği göz ardı ettiklerini söyledi. Her iki fenomenin çözümünde de dünyanın ortak çabasına ihtiyaç olduğuna işaret eden Koç, ''Ortada bir gerçek var ki bu iki konuda da hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacak'' diye konuştu.
Krizden nasıl çıkılacağı, krizden çıkışın yavaş mı hızlı mı olacağı tartışmalarıyla Türkiye ve dünya gündeminde sıkça yer aldığını ifade eden Koç, bu tartışmalardan daha önemli olan konunun kriz sonrası dünyada daha verimli bir ekonomik yapının nasıl olacağı ve Türkiye'nin bu yapı içinde nasıl bir rol oynayacağı konusu olduğunu kaydetti.
Krizin sona ermesinde gelişmekte olan ülkelere için önemli fırsatlar olduğunu, bu dönemde zamanın iyi kullanılması ve hızlı hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Koç, ''Bizim de Türkiye ekonomisinin geleceğini kapsamlı şekilde tasarlama konusunu gündeme bir an önce taşımamız gerekiyor'' dedi.
Hükümetin açıkladığı teşvik programının geniş bir istişare içinde hazırlanmasını takdirle karşıladıklarını belirten Koç, ekonominin büyümesine yardımcı olacak kaynak konusunda ise soru işaretlerinin bulunduğunu, açıkların ne şekilde finanse edileceğinin belirsiz olduğunu söyledi.
Türkiye'nin sürdürülebilir ve sosyal açıdan tatmin edici istikrarlı ve artan bölgesel farklılıkları ortadan kaldırabilecek bir ekonomik yapıya sahip olabilmesi için en az 10 yıl boyunca yüzde 6'lık büyüme hızını sağlaması gerektiğini ifade eden Koç, nasıl bir büyüme modelinin öngörüldüğünün henüz belirsiz olduğunu söyledi. Koç, hükümetin orta vadeli program hazırlığı içinde olduğunu, ancak bu konuda yeterli tartışma zemini olmadığı gibi, istişare mekanizmalarının da henüz çalışmadığını kaydetti.
IMF İLE GÖRÜŞMELER VE AB
IMF ile müzakerelerin sürmesinin büyümenin finansmanı açısından önemli olduğunu söyleyen Koç, ''Bu konudaki belirsizliğin ortadan kalkmasını bekliyoruz'' dedi.
Krizden çıkış politikaları ile ekonominin geleceğini belirleyecek politikaların paralel yürütülmesi gerektiğini ifade eden Koç, krizden çıkış sürecini hazırlarken, öte yandan yeni sorunlara neden olacak değil, yeni fırsatlar yaratacak geleceği dönük politikalar uygulanması gerektiğini söyledi.
''Türkiye'nin AB üyeliği süreci ülke gündeminden düştü'' diyen Koç, AB ile 2014 yılında tam üyelik yükümlülüklerinin yerine getirilecek şekilde yol haritası hazırlanması gerektiğini ifade etti.
AB içinde Türkiye'nin üyeliği konusunda aleyhte yapılan yorumlar olduğu gibi, sağ duyulu seslerin de yükseldiğini söyleyen Koç, bu sağ duyulu yorumların Türkiye'nin iç ve dışta tüm engellere karşın gerçekleştirdiği kararlı mücadelenin sonucu olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin siyasi dalgalanmalara bakmaksızın kararlılıkla AB konusunda ilerlemesi gerektiğini ifade eden Koç, demokratik geleneği güçlendiren reformların tekrar ele alınması gerektiğini, bunlar arasında da çoğulcu demokratik anayasa ile çağdaş hukuk devletinin gereği olan altyapı reformlarının bulunduğunu ifade etti. Koç, ''2013 yılında tüm mevzuat uyumu sağlanacak şekilde yol haritası belirlenmeli'' dedi.
Kısa vadeli düşünmekten kurtulmak gerektiğini, karar vericilere ve uygulayıcılara itibar olarak geri dönecek beş faktörün hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Koç, bu faktörleri istişare, uyum, güven, şeffaflık ve kararlılık olarak sıraladı.
Koç, ''Eğer bunlara yer vermezsek kriz sonra yeni döneme eli boş gireriz'' dedi.