Özel Antalya Yaşam Hastanesi'nden Doç. Dr. Abdullah Taşlıpınar, diyabet hastalığı ile ilgili önemli bilgiler verdi. Diyabetin, şeker yüksekliği ile seyreden kronik bir metabolizma hastalığı olduğunu hatırlatan Taşlıpınar, "Diyabetin çeşitli tipleri vardır, en sık görüleni 'Tip 2' diyabettir ve genellikle 30 yaş sonrası şişmanlıkla birlikte ortaya çıkar ve aileseldir" bilgisini verdi. Diyabetin genellikle yakınma olmadan tesadüfen saptandığının altını çizen Doç. Dr. Taşlıpınar, "Ancak çok yemek yeme, çok su içme, çok idrar yapma, kilo verme, yemekten sonra birden şeker düşmesi ya da uyuklama, terleme, çarpıntı hali, sık idrar yolu veya genital enfeksiyonu olanlarda diyabet görülebilmektedir. Hatta kalp krizi, ayakta yanma karıncalanma, ağrı ya da görme sorunları ortaya çıktığı zaman diyabetin henüz saptandığı da bir gerçektir" diye konuştu.
DİYABET HASTALIĞI ORGANLARA ZARAR VERİR
Diyabetin tamamen tedavi edilebilen ve ortadan kaldırılabilen bir hastalık olmadığını ifade eden Taşlıpınar, "Diyabetin önemi, vücuttaki organlara, öncelikle damarlara ve damardan yoğun organlara zarar vermesidir. Şeker yüksekliği damar yapısını, elastikiyetini ve geçirgenliğini bozmaktadır. Böylelikle kalpte damar tıkanıklıklarına ve krizlerine, böbrekte süzme işleminin bozulmasına, gözde görme kayıplarına neden olmaktadır" ifadelerini kullandı.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Diyabetle ilgili kısa ama önemli öneriler sunan Doç. Dr. Taşlıpınar, "Az ve ölçülü yiyin, daha çok hareket edin, fazla ise kilo verin, ilaçları düzenli kullanın, aralıklarla kontrollerinizi yaptırın. Sigara içmeyin, alkolü sınırlandırın, ayak ve cilt bakımızı yapın" dedi. Diyabetli olunduğuna dair bir kimlik kartı taşınmasının önemine de değinen Dr. Taşlıpınar, "Şeker hastaları, grip, hepatit ve zatüre aşılarını ihmal etmemeli. Diyabetliler oruç tutmamalı. Genç ve bebek sahibi olmak isteyen diyabetli kadınlar, bu beklenti ve hedeflerini hekimine belirtmeli, şeker kontrol altına alınarak gebe kalınmalıdır" dedi.