Bir yıl önceydi; bir arkadaşım, çok önemli ve yabancı bir misafiriyle geldi. Misafirini,
Suriye'nin muhalif, sürgün kabine bakanlarından bilmem kim diye tanıştırdı.
Amerika'nın da tanıdığı bir bakanı bulunca sorular sıralandı. Bu sürgün kabine,
Katar'da Amerika ve
İsrailli monşer ve bürokratlar tarafından kurulmuş.
"Nasıl yani!?" dedim, bakan durumun gayet normal olduğunu, ilişkilerini gücünü falan anlattı. Bu tür oluşumlar bu iki ülkenin onayı olmadan olmuyormuş, bunu bir kez daha anladık!
Aklınızdan çıkarmayın bütün büyük oluşumlar, bu iki şer ittifakının eli ve onayıyla olabiliyor! Yatay ve düşey malum gazetenin, yazarlarından biri,
"AK Parti bir proje miydi?" başlıklı yazısında, güya
AK Parti ve
Erdoğan'ı da
Amerika ve
İsrail'in opere ettiğini şahitlere dayandırarak yazmış. Sayın ki gerçek. Siz işin sonuna bakın hele! Kıpti, şecaat arzedeyim derken kendi haltlarını da söylüyor.
"1998'lerden başlamak üzere Amerikalılar, sıklıkla bizlerle görüşmeye başladılar. Biri gidiyor, üçü geliyordu. Sordukları şuydu: "Türkiye'de dindar zemini kuvvetli bir iktidar mümkün mü?" diyerek
Amerikalılar ile görüşmelerini anlatıyor.
Saf Anadolu çocuğu! Mümin, mütefekkir mi, yoksa münkir mi, siz karar verin. Kendisi de bunlara verdiği cevapları anlatıyor. Yazısının bir bölümünde,
Erdoğan'ın merhum Yazıcıoğlu ile diyaloglarına değiniyor ve
Erdoğan'ın Yazıcıoğlu'na "Bir müddet Amerika'nın dediklerini yaparız, sonra millete hizmet ederiz. Mani olurlarsa dirsek vurur, gideriz." dediğini de yazıyor. Kuş kadar beynin olsa, kendi yazdığın yazıyı anlama kabiliyetin olsa, buradaki paradoksunu anlardın! Say ki dediklerinin hepsi doğru, bundan
Erdoğan'ın uyanık ve dürüst biri olduğu anlaşılmaz mı? Adam dediğini yapmış, bir müddet onlarla olsa da, millet ve halkı uğruna, dava ve inançları uğruna dirseği vurmuş. Peki sen ne yaptın?
Ya senin malum cemaatin! Dünyanın
163 ülkesinde
Amerika ve
İsrail'in onayı olmadan yapılanabilir miydi?
Ne dersin? Onlar neden belli noktaları aştıktan sonra dirsek vuramadılar da, halen onlara kulluk ediyor? Sen de onların yalakalığını yapıyorsun. İyi mi veriyorlar!
CIA ve
FBI korumasını resmi ve aleni deklare ettiği halde, senin onların yanında ne işin var?
Erdoğan gibi bir dirsek de sen vursana, yüreksiz! Seni geçen malum kanalda gördüm. Kanal dedim, bilerek kanal. Sen anladın kanal ne demek! Kilo almışsın, doymuş yağ oranın ve kolesterolün tavan yapmış gibi görünüyor. Dikkat et, metabolik sendrom diyabet dengeni bozar, o da aklını! Seni gidi seküler sofistik, kavram kuram dilemması seni.
Seni gidi obezite mağduru seni! Şecaat arzedeyim derken, sirkatin söylüyorsun. Seni gidi yüreksiz seni…
Seni gidi paradoksal paralel seni...