Kendi tarihimizi okumaktan ve anlamaktan bile aciz bir milletiz,
İslam tarihini nereden öğreneceğiz de,
peygamberlerin de paraleli ve çakması olurmuş bilelim!
Günümüzde de kendisini peygamber konumunda,
Mehdi konumunda gören ucubeler mevcut!
Peygamber (SAV) zamanında paralel ve çakma bir peygamberden bahsedeceğiz bugün!
Adı
Mesleme Bin Habil. Bilinen ismi ile
Müseylemetül Kezzab.
Yemame Bölgesi'nde Benû Hanife Kabilesi'nden biri. Kavminin ileri gelenleri
Peygamberimizi ziyaretlerinden sonra
Müslüman oluyorlar,
Müseyleme'de onlarla
Müslüman oluyor ancak kendisinde bazı özellikler vehmedince peygamberliğe soyunuyor.
Müseyleme insanları kendisine ve peygamberi olduğu dine çağırırken,
Rahman isimli bir meleğin kendisine vahiy getirdiğini iddia ederek,
"Muhammed de, Müseyleme de Allah'ın resulüdür.
Hangisine tabi olursanız kurtulursunuz…" diyor.
Demek ki,
Peygamberimiz (SAV) zamanında da paralel peygamberlik iddiasında bulunan ucubeler bulunuyordu! Peygamberi inkâr etmek O'na itibar kaybettireceğinden, buna asla yaklaşmıyordu, aksine
Peygamber'in adını sıklıkla anıyordu!
Zamanımızın din adamlarına bir bakın.
Nasıl bir paralellik görebiliyorsunuz?
Yeri geldiğinde namaz kılmamamızı, oruç tutmamamızı, başımızı açmamızı, içki içmemizin bile mübah olduğunu söyleyerek, hem paralel peygamber konumunu işgal ederek, hem de paralel bir din ortaya koymuyorlar mı sizce de, ne dersiniz?
Müslüman yığınların temsilcisi konumundaki insanlara olmadık iftira ve bühtanlarla saldırmıyorlar mı sizce de? Ellerindeki imkânları karşı gurubu yok etmek için pervasız ve haysiyetsizce kullanmıyorlar mı sizce de? Ortada onca
ayet ve
hadis varken, hiç birini görmeyip, doğruluğu bile ispatlanmamış haberlerle insanları infaz etmekle kalmayıp onlarla sadece siyasi organizasyon anlamında birlikte bulunan insanlara da ölümüne ateş etmiyorlar mı sizce de?
Kendilerine kâinatın tek temsilcisi dedirtenler, taraftarları nezdinde, çakma peygamber ve
Mehdi olarak görülmüyorlar mı sizce de?
Ne paralel peygamberler ne çakma
Mehdiler biter! Bunun o zamanki örneği,
Müseylemetül Kezzab'ın üzerine
Hazreti Ebubekir'in hilafeti zamanında,
Halit Bin Velid komutanlığında, bazı rivayetlere göre
140 bin kişilik bir ordu ile gidilmiş,
Müseyleme'nin 20 binden fazla taraftarı öldürülmüştü. Bunun yanında içlerinde
70 hafız bulunan
İslam ordusundan yaklaşık iki bin insan da şehid olmuştu.
Müseyleme'yi öldürmek de, Hazreti
Hamza'yı öldüren
Vahşi'ye nasip olmuştu.
Zamanımızın
Müseylemelerine çok dikkat edelim!
Müseylemeler de dikkat etsin. Kendilerinin katline ferman yazdırmasınlar!