Bakanlık ve
Spor Genel Müdürlüğü'nün ve doğal olarak da federasyonların
dopingle ısrarla mücadele
ettiğini duyuyoruz.
"Sporun vebası" diyebileceğimiz
doping illetinden sporcularımızın
arındırılması, bir spor adamı olarak
benim de en büyük dileğim! Bu noktada
bir şeyden söz etmek isterim. O kadar
çok istememize rağmen eğer
Türkiye'ye olimpiyat oyunları verilmiyorsa; bunun
en önemli sebeplerinden birisi de sporcularımızda
doping içeren maddelere
sıkça rastlanmış olmasıdır. Bu gerçekle
yüzleşmekten korkmamalıyız! Bir
ulus, olimpiyat düzenleme isteğinden,
maddi olanak ve kariyer
sağlamak maksadıyla
doping yapan
sporcular yüzünden
vazgeçemez, geçmemeli
de!.. Bu nedenledir
ki, ısrarla dopingle
ilgili yazılar yazmayı
sürdüreceğim. Neyse,
sözü fazla uzatmadan
bu konuda çok önemli
bir mevkide bulunan
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve TFF Dopingle Mücadele Komisyonu üyesi
Spor Hekimi Dr. Mesut Nalçakan'ın yaptığı önemli
açıklamayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dr. Nalçakan, Türkiye'den 47 sporcunun yasaklı maddeler yüzünden ceza aldığına temas ediyor ve
"Türkiye, Rusya ve Hindistan'ın ardından 3. sırada yer aldı" diyor.
Bir de çarpıcı örnek veriyor:
"
Uluslararası Halter Federasyonu'nun 2012 Kasım'ında Türk haltercilerden aldığı
21 örnekte yasaklı
madde
'Stanozolol' saptıyor. Nedenini
araştırdığımızda; bu maddenin kullanımının
çok yaygın olduğunu ve hala da kullanıldığını
gördük. Sporcular kullanıyorlar
ve yarışmalardan önce bir süre bırakıp
temizlenme dönemine giriyorlar. Oysa,
teknoloji geliştiği için artık laboratuarlar
bu maddeyi saptayabiliyor. Bunu bilmeyenler,
nasıl olsa temizlendik diyerek
cezayı alıyorlar!
2013'te de başta atletizm
olmak üzere halter ve yağlı güreşçilerde
yasaklı madde saptandı. Dünyada doping
yapan sporcuların ortalaması yüzde
1.1,
bizde ise bu yüzde
12…" Felaket bir durum! Bilgisizlik, eğitimsizlik,
bilinçsizlik diz boyu!
Dahası var.
Sözü yine
Dr. Nalçakan'a bırakalım:
"Örneklerinde yasaklı madde tespit edilen sporculardan
6'sının eşi, kardeşi, babası ya da annesi antrenörlüğünü yapıyor. Doping yapanların
34'ünün yaşı
18'den,
11'inin yaşı ise
15'den küçük…" Eyvah… Al sana bir felaket daha!
Bu sporcuklar reşit bile değil, daha çocuk!..
Son veriler, biraz olsun rahatlatıyor bizi…
2015'te ülkemizde tüm branşlarda oran yüzde
1.1'e, olimpik sporlarda ise
0.9'a kadar düştü.
Dileriz, spor teşkilatının kararlı tutumu sürer ve artık dünyada "Dopingle anılır olmaktan" kurtuluruz.