Yanlış beslenme ve hareketsiz hayat tarzı başta olmak üzere çeşitli faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan obezite günümüzde en tehlikeli hastalıklar arasında… Özel Ankara Umut Hastanesi, bu durumu göz önüne alarak "obezite tedavi edilebilir bir hastalık" sloganı ile farkındalığın artırılması, tedavi ve eğitim hizmetlerinin etkin yapılması amacıyla alanında uzman dahiliye, genel cerrahi, plastik cerrahi hekimleri ve psikolog, diyetisyen ve fizyoterapistten oluşan "Umut Obezite Grubu" oluşturdu.
"GİDEREK ARTIYOR"
Prof. Dr. Aydın İnan, "Ülkemizde obezite yüzde 20-30 oranında olarak bildirilmekte, çocuk ve gençlerde görülme sıklığı giderek artmaktadır. Erkeklerin yüzde 20-25'i obez iken kadınlarda bu oran yüzde 40-45 arasında. Ne yazık ki obezite kronik ve tehlikeli hastalıklara zemin hazırlıyor" dedi. İnan, ayrıca obezitenin nedenleri ile ilgili şu bilgileri aktardı: "Obezite genetik faktörlere, nörolojik, fizyolojik, kültürel etkenlere de bağlı olarak görülebilmekte. Dünya Sağlık Örgütü, 2 yıl emzirilen yani anne sütü ile beslenen kişilerde obezite ve kronik hastalık riskinin azaldığını bildirmektedir. Çocukluk çağlarındaki beslenme tarzı da gelecekte önemli. Hareketsiz yaşam ve düzensiz beslenme, bazı ilaçlar ve yine bazı hormonel hastalıklar da obezite nedeni olabilmekte." Obezite ile mücadelenin tıbbın bir çok dalını aynı anda ilgilendirdiğini ifade eden Prof. Dr. İnan, "İlgili tıp dalları arasındaki işbirliğinin sağlam olması hastalıkla mücadelede çok önemlidir. Obezite tedavisinde öncelikle hastanın hem klinik hem de laboratuar olarak çok iyi değerlendirilmesi gereklidir. Yaşı, mevcut hastalıkları, hedeflenen kilo, beslenme alışkanlıkları, sosyo-kültürel durumu ve psikolojisi çok iyi incelenmeli ve gerekli tahliller yapılmalıdır. Diyet, ilaç veya cerrahi tedavi kombinasyonları konusunda hasta ve obezite grubu beraber karar vermelidir" diye konuştu. Özel Ankara Umut Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Serpil Kılınç ise obez kişileri iç hastalıkları açısından kapsamlı olarak ele aldıklarını, kortizon ve insülin düzeyleri arttığı için erkekte testesteron seviyesinin düştüğünü, kadınlarda ise bazı hormon düzeylerinin değiştiğini kaydetti. Kılınç, "Çeşitli kan tahlilleri, görüntüme tetkikleri ve diğer incelemeler bize hasta hakkında detaylı fikir vermekte, tedaviyi planlamamız için yol göstermektedir. Uygun olan hastaları ilaç tedavisine alabiliyoruz. Ancak kilo düzenleyici ilaçlar ile egzersiz, beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte planlanmalıdır" dedi.
"TÜP MİDE SIKLIKLA TERCİH EDİLİYOR"
Prof. Dr. Arif Özdemir de, obezite tedavisi için yapılan ameliyat ve girişimsel işlemlerin çok geniş bir konu olduğunu vurguladı. Özdemir, "Geçici bir yöntem olduğundan aşırı kilolu hastaların cerrahi öncesinde bir miktar kilo vermesini sağlayarak cerrahi risklerin azaltılmasında veya cerrahi istemeyen hastalarda tercih edilmektedir. Halk arasında 'kelepçe' diye bilinen ayarlanabilir bant uygulaması, mason ameliyatı, duodenal switch gibi birçok cerrahi yöntem artık pek uygulanmamaktadır. 'Tüp mide' adı ile bilinen 'sleeve gastrektomi' ameliyatında midenin yüzde 70-90'lık bölümü çıkarılarak midenin küçülmesi sağlanmaktadır. Bu yöntem gastrik by-pass ameliyatı için bir ön hazırlık ameliyatı olarak uygulanmaya başlanmış olsa da günümüzde uygun hastalarda sıklıkla tercih edilmektedir" dedi.